85 results on '"Turkish architecture"'
Search Results
2. Trabzon'da Türk Devri hamamları
- Author
-
Uçar, Filiz, Başkan, Seyfi, and Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı
- Subjects
Art History ,Architectural characteristics ,Cultural properties ,Sanat Tarihi ,Baths ,Trabzon ,Architectural ,Turkish-Islamic architecture ,Turkish architecture - Abstract
1461 yılında, Fatih Sultan Mehmet tarafından fethinin ardından hızlı bir şekilde imar faaliyetlerine girişilen Trabzon kent merkezinde, pek çok yapı ile beraber önemli sayıda hamam da inşa edilmiştir. Trabzon İl Merkezindeki hamamlara ilişkin arşiv kayıtlarında ve yayınlarda yirmi tarihi hamam yapısından söz edilir. Bunlardan bazıları, fetih öncesine ait olmakla birlikte şehrin Türkleşmesinin ardından onarılarak kullanılmaya devam edilen İçkale Saray Hamamı, Çifte Hamam ve daha çok Hacı Kasım Hamamı olarak tanınan Fatih Hamamı ile günümüze ulaşmayan Kule Hamamı olarak bilinen yapılardır. Fetihten sonraki dönemde şehirde 12 hamamın inşa edildiği bilinmektedir. Bunlardan günümüze ulaşanlar; İmaret, Tophane, İskender Paşa, Sekiz Direkli, Alaca, Hacı Arif, Meydan ve Askeriye Hamamlarıdır. Tekfur Sarayı (İçkale Saray hamamı olabilir), Tekfur Çayırı, Kahyaoğlu, Çukur, Çömlekçi, Kral Kızı ve Gâvur hamamları günümüze ulaşmamıştır. Bu çalışmamızda; Trabzon İl Merkezindeki hamamlardan bugün mevcut olanlar ve olmayanlar olmak üzere; arşiv kayıtlarında adı geçen tüm hamamlar, tarihsel süreç içerisinde derlenerek, yok olmaya yüz tutmuş hamam kültürüne bir nebze de olsa dikkat çekerek, mimarlık ve sanat tarihi yanı sıra, kent kültürü ve sosyal tarih açısından değerlendirilmeye çalışılmıştır. In 1461, following the conquest by Sultan Mehmet The Conqueror, a significant number of baths were built in the city center of Trabzon, along with many other buildings. Twenty historical Turkish bath structures are mentioned in archival records and publications related to the baths in Trabzon city center. Some of these, although belonging to the pre-conquest of the city continued to be used after the Turkification of the Palace bath, double Bath and more known as Haci November Bath Fatih Bath and Tower Bath, which do not reach the present structures known as. It is known that 12 baths were built in the city in the period after the conquest. Those who have reached the present day are Imaret, Tophane, Iskender Pasha, eight-masted, Alaca, Hacı Arif, Meydan and the military baths. Tekfur Palace (can be the Palace bath of Ichkale), Tekfur Meadow, Kahyaoğlu, Çukur, Çökur, Çökçi, King's daughter and Gavur baths have not reached the present day. In this study, those present today and those who are not from the baths in the city center of Trabzon; all the baths mentioned in the archival records were compiled in the historical process and tried to be evaluated in terms of urban culture and social history as well as architecture and art history by drawing some attention to the bath culture that had been destroyed. 214
- Published
- 2020
3. Çankırı Kızılırmak camileri
- Author
-
Aktaşci Akyapin, Özlem, Özkul Fındık, Nurşen, and Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı
- Subjects
Çankırı-Kızılırmak ,Religious architecture ,Art History ,Architectural characteristics ,Ornamentations ,Sanat Tarihi ,Architectural ,Turkish-Islamic architecture ,Mosques ,Turkish architecture - Abstract
Çankırı, kültür ve sanatı ile çok yönlü ve gelişmiş bir şehrimizdir. Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Medeniyetler arası ilişkiler sonucunda kültürel ve sanatsal yönden çeşitlilik göstermektedir. İlçesi Kızılırmak, Çankırı ile birlikte Osmanlı topraklarına katılmış, İnallı Ballı ismiyle tanınmış, daha sonra bilinmeyen bir nedenle ismi Hüseyinli olmuştur. Yöreden geçen Kızılırmak'tan ötürü Kızılırmak ismi verilmiş ve 1987 yılında da ilçe konumuna getirilmiştir. `Çankırı Kızılırmak Camileri` adlı çalışmamızda 19.yüzyıl ile 20.yüzyıl aralığında inşa edilmiş, V.G.M belgeleri ile 9 yapı karşımıza çıkmıştır. Bu yapılardan 7'si tescilli, 2'si tescilli değildir. Yapılan incelemelerde 2 cami yıkılmış, 1 cami yapılan onarımlarda orijinalliğini kaybetmiştir. Bu eserler Hacılar, Kahyalı, Karallı, Karamürsel, Kuzey Kışla, Sakarca, Tımarlı, Yukarı Alagöz köylerinde ve Kızılırmak ilçesinde bulunmaktadır. İncelenen yapılar dikdörtgen planlı, ahşap tavanlı, kırma çatılı ve kiremitle kaplıdır. İnşa malzemesi genellikle kesme taş, tuğla ve ahşap hatıldır. Yapılarda alçı, kalem işi ve ahşap süslemelere rastlanmış, bitkisel ve geometrik kompozisyonlar hâkim olmuştur. Bu süslemelerin uygulama alanları harim duvarları, mihrap ve ahşap tavandır. Çankırı is a versatile anddeveloped city with its culture and art. It has been home to many civilizations throughout history. As a result of the relations between civilizations, it shows cultural and artistic diversity. The town of Kızılırmak joined Çankırı and the Ottoman lands and was known as İnallı Ballı and later became Hüseyinli for an unknown reason. Kızılırmak was named after the Kızılırmak River and in 1987 it became a district. In our `Çankırı Kızılırmak Mosques` study, it was built between the 19th and 20th centuries, and 9 buildings with V.G.M documents appeared. 7 of these structures are registered and 2 of them are not registered. During the investigations, 2 mosques were destroyed and 1 mosque lost its originality during the repairs. These works are located in Hacılar, Kahyalı, Karallı, Karamürsel, Kuzey Kışla, Sakarca, Tımarlı, Yukarı Alagöz villages and Kızılırmak district. The structures examined are rectangular in plan, with wooden ceilings, broken roof and covered with tiles. The construction material is usually cut stone, brick and wooden beams. Gypsum, pencil work and wooden ornaments were found in the buildings and floral and geometric compositions were dominant. The application areas of these decorations are harim walls, mihrab and wooden ceiling. 177
- Published
- 2020
4. Seyahatnâmeler ışığında Mekke'de Osmanlı mîmârî eserleri
- Author
-
Kararmaz, Sevde, Numan, İbrahim, and Mimarlık Anabilim Dalı
- Subjects
Saudi Arabia-Mecca ,Urban architecture ,Military architecture ,Mimarlık ,Turkish-Islamic architecture ,Turkish architecture ,Art History ,Islamic architecture ,Ottoman art ,Architecture ,Turkish-Islam architectures ,Sanat Tarihi ,Ottoman architecture ,Architectural works - Abstract
`Seyahatnâmeler Işığında Mekke'de Osmanlı Mîmârî Eserleri` başlıklı bu çalışma, Mekke'de Osmanlı Devleti tarafından inşâ edilen ve Osmanlı tâmirinden geçmiş mîmârî eserleri ele alıp bu eserlerin seyyahlar üzerinden incelenip yorumlanmasıyla oluşturulan bir çalışma olmuştur. Çalışmanın ilk kısımlarında Mekke şehri tüm yönleriyle ve özel olarak Osmanlı'nın mîmârî bakış açısı altında değerlendirilirken, teze ismini veren kısımda öncelikle şehrin bir haritasına ve seyyah-eser tablosuna yer verilmiştir. Haritadaki tüm mîmârî eserler, aynı zamanda bu bölümün devamında da işlenmiş olan eserlerden ibâret tutulmuştur. Seyyah-eser tablosunda ise hangi seyyahın hangi mîmârî eseri ziyâret edip bahsettiği basitçe belli edilmiştir. Bu sâyede çalışmaya kronolojik bir zemin hazırlanmıştır.Son olarak yapılan bu çalışmanın genel çıkarımını özetleyecek olursak hem İslâmiyet öncesi hem de İslâmiyetin ilk yıllarından itibâren kıymetli olduğu bilinen bu şehre, Osmanlı Devleti gerek vakıflarla, gerek surre ile ve gerekse de inşâ ettiği mîmârî eserlerle verdiği değeri kanıtlamıştır. Osmanlı Devleti bu şehirde bulunduğu ortamın coğrafî ve kültürel yapısına uyumlu eserler üretmiştir. Bu durumu hem kendi inşâ ettiği eserlerde hem de tâmirinden geçen eserlerde gözlemlemek mümkün olmuştur. Zamanla farklı devletlerin farklı icrâatlarıyla beraber çok katmanlı bir mîmârî görünüm sergileyen şehirde, idârenin değişimiyle birlikte eserlerin birer birer ortadan kaldırıldığı ve günümüzde de bu eserlerin bulundukları bölgelere farklı amaçlara hizmet eden mîmârî tasarımlar yerleştirildiği müşâhede edilmiştir.Anahtar Kelimeler : Mekke, Surre, Vakıf, Arabistan'da Osmanlı Mîmârîsi, Seyyah, Seyahatnâme, Koruma, Tâmir (Restorasyon). The study of `Ottoman Architectural Works in Mecca Under The Lights of Travelogues` is representing about builds built by Ottoman Empire in Mecca and the architectural works which are repaired by the Ottoman Empire. Furthermore, it is including the evaluation of this works thanks to travelers.While the first part of the study evaluates the city of Mecca in every different way and especially the architectural perspective of Ottomans, the map of the city and traveler-architectural build relation table are given primarily in the part which gives the name of this thesis. Exact locations of every work that explained in the next parts are specified in the map given in this part. In the table of traveler-architectural build, the information of which traveler writes about which work is simply explained. Owing to this, the fundamentals of a chronological study were prepared.If we explain the summary of general inference of this study, Ottomans are proved their respect for this city, which is valuable ever since the beginning of Islam. This is proved via foundations, donations given by Sultans or architectural builds built by them. Ottomans built works which are convenient for the culture and geography of this region. This situation can be viewed on the works built or repaired by them. In time, the city began to show multi-layer architecture due to the other works of other countries. With the change of the administration from time to time, the architectural works began to disappear one by one, and today it is observed that these works have been changed for different structures used for different purposes.Keywords : Mekka, Surra, Foundation, Ottoman Architecture in Arabia, Traveler, Travelogue, Conservation, Repair (Restoration). 183
- Published
- 2019
5. Architectural works of the Turkish Period in Silifke
- Author
-
Gündoğdu, Nuri, Mutlu, Mehmet, and Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı
- Subjects
Religious architecture ,Art History ,Architectural characteristics ,Mersin-Silifke ,Sanat Tarihi ,Architectural elements ,Turkish-Islamic architecture ,Aqua architecture ,Architectural works ,Turkish architecture - Abstract
İç Anadolu'yu Akdeniz'e bağlayan yollar üzerinde, liman kenti özelliğini her dönem korumuş olan Silifke' de M.Ö. 6000 yıllarından itibaren insan yaşamına dair izler görülmektedir.Kent adını Büyük İskender'in komutanlarından biri olan Selefkos Nikador'dan almıştır. Bölge iklim ve coğrafya olarak insan yaşamına oldukça elverişlidir. Verimli ova ve tatlı su kaynakları ile tarih boyunca birçok topluluk arasında sık sık el değiştirmiştir.1350'li yılarda bölge Türklerin hâkimiyeti altına girmesiyle beraber Türk-İslam kültür ve sanat ortamının izleri ışığında imar faaliyetleri ile yeni bir kimlik ortaya koymuştur. Bu faaliyetler Karamanoğulları ile başlayıp özellikle Osmanlılar döneminde geniş bir alana yayılmıştır.`Silifke'deki Türk Dönemi Mimari Eserleri` adlı bu çalışmamızda ilçe merkez ve merkeze bağlı mahalleler bir bütün halinde incelenmiştir. Bu amaç doğrultusunda katalog bölümümüze aldığımız 23 cami, 4 türbe, 13 çeşme, 2 kamu yapısı, 3 ticaret yapısı ve 1 köprünün mimari özellikleri, süsleme biçimleri ve yapım teknikleri incelenmiş ve tipolojileri yapılmıştır. İncelenen eserlerin büyük çoğunluğu, Geç Osmanlı dönemine tarihlendirebileceğimiz camilerden oluşmaktadır. Camilerin hepsi farklı tarihlerde yapılan onarımlar sonucunda günümüze kadar gelebilmiştir. Bu camilerin plan ve mimari özellikleri birbirine yakındır.Türbeler oldukça sade olarak inşa edilmiş ve bu yapılarda herhangi bir süsleme unsuruna rastlanılamamıştır. İncelediğimiz eserler arasında bulunan çeşmeler bağımsız sokak çeşmesi konumunda olup, bu çeşmelerde çoğunlukla teğet kemer uygulamasına gidildiği görülmektedir. Kamu yapıları, ticaret yapıları ve köprüler XIX. ve XX. yüzyılın karakteristik özelliğini göstermekte olup, süsleme bakımından sade yapılmışlardır.Silifke de yer alan ve incelediğimiz yapıların inşasında genellikle kesme ve yontu taş malzeme kullanılmıştır. Çalışma alanımızda yer alan eserlerde bitkisel, geometrik, nesneli ve duvar resmi gibi süslemeler görülmektedir.Çalışmamamız kapsamında yer alan eserlerin son durumları fotoğraflarla desteklenmiş yapıların ölçümleri alınıp çizimleri yapılarak, kitabeli yapıların kitabelerinin metni, okunuşu ve anlamı verilmiştir. Yaptığımız çalışmada toplam 46 yapının katalog bölümünde tanımlamaları yapılmış, değerlendirme bölümünde bu eserlerin tamamını kapsayan tespitlerde bulunulmuş ve bu eserlerin sanat tarihi içindeki yerleri anlatılmaya çalışılmıştır.Son bölümde çalışma kapsamında bilgi ve belgeler ışığında elde edilen veriler ve değerlendirmeler detaylı olarak anlatılmış ve sonlandırılmıştır.Anahtar Kelimeler: Akdeniz, Silifke, Türk- İslam Dönemi, Mimari On the roads connecting the Central Anatolia to the Mediterranean Sea, Silifke, which has preserved its port city character at all times, the traces of human life have been observed since 6000 years in BC.The city took its name from Seleucus Nikador, one of the commanders of Alexander the Great. The region is very suitable for human life in terms of climate and geography. Throughout history, it has frequently changed hands among many communities with fertile plain and fresh water resources.In the 1350s, when the region came under the domination of the Turks, in the light of the traces of the Turkish-Islamic culture and art environment, it showed a new identity with the zoning activities. These activities started with Karamanoğulları and spread to a wide area especially during the Ottoman period.In this study `Architectural Works of the Turkish Period in Silifke`, the district center and the neighborhoods connected to the center were examined as a whole. For this purpose, 23 mosques, 4 tombs, 13 fountains, 2 public buildings, 3 commercial buildings and 1 bridge have been examined and typologies have been examined. All of the mosques have survived as a result of repairs made on different dates. The plan and architectural features of these mosques are similar.The tombs were built quite simply and no ornamental elements were found in these buildings.The fountains found among the works we have examined are independent street fountains and it is seen that tangential arch applications are mostly applied in these fountains. Public buildings, trade buildings and bridges from XIX. and XX. century, showing the characteristic feature of the decorations are made simple.In the construction of the structures in Silifke that we observe, we cut and chipped stone materials were generally used. In the works in our study, ornaments such as vegetative, geometric, object and wall painting can be seen. The latest situations of the works in the scope of our study are taken measurements and drawings of the structures supported by photographs, and the text, reading and meaning of the inscriptions of the inscribed structures are given. In our study, a total of 46 buildings have been defined in the catalog section, the assessment section has made the findings that include all of these works and tried to explain the place of these works in the history of art.In the last chapter, data and evaluations obtained in the light of information and documents are explained in detail and finalized.Key words: Mediterranean, Silifke, Turkish-Islamic Period, Architecture 543
- Published
- 2019
6. Bursa Kestel Geyikli Baba (Baba Sultan) külliyesi
- Author
-
Gürevin, Münevver, Gülgen, Hicabi, İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı, and Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı/Türk-İslam Sanatları Tarihi Bilim Dalı.
- Subjects
Religious architecture ,Art History ,Dini mimari ,Erken devir ,Ottoman architecture ,Sanat Tarihi ,Geyikli baba ,Osmanlı mimarisi ,Türk mimarisi ,Orhan Gazi ,Turkish architecture ,Early period - Abstract
Orhan Gazi, gazi-derviş kimliği ile öne çıkan Geyikli Baba için İnegöl civarında Uludağ eteklerinde bir köy vakfeder ve O'nun adına cami, tekke, türbe ve hamam inşa ettirir. Bu araştırmada bahsi geçen külliye dini mimari özellikleriyle araştırmaya, dönemin benzer örnekleriyle ilişkilendirmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda külliye; malzeme, teknik özellikler, mimari elemanlar ve süsleme bakımından incelenmiştir. Ulaşılan literatür çalışması ve alan araştırmalarıyla külliyenin geçmişteki ve günümüzdeki durumları tespit edilmiş ve bir sonuca ulaşılmıştır. Orhan Gazi dedicates a village for Geyikli Baba who is one of the prominent figures with the identity of veteran-dervish on the outskirts of Uludag around Inegol and he has a mosque, a (dervish)lodge, a mausoleum and baths built on behalf of Geyikli Baba. This study consists of researching aforesaid complexes and complexes with their religious architectural features, reaching a conclusion by associating them with similar features of the period. In this context, these architectural elements have been examined in detail in terms of materials, technical features, architectural components and ornamentation. With the literature studies and field researches, the past and present conditions of the complex have been determined and a conclusion has been reached. 181
- Published
- 2019
7. Çankırı (Merkez ilçe ve köyleri) Türk Dönemi mimari eserleri
- Author
-
Özcan Balkir, Betül, Acun, Hakkı, and Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı
- Subjects
Art History ,Çankırı ,Architectural structure ,Turkish Period ,Architecture ,Historic structures ,Sanat Tarihi ,Mimarlık ,Seljuks Period ,Ottoman Period ,Architectural works ,Historic buildings ,Turkish architecture - Abstract
Çankırı İç Anadolu'nun kuzey kesiminde, Kızılırmak ve Batı Karadeniz havzaları arasını kapsayan bir alanda, Karatekin Tepesi'nin güneye bakan eteklerine kurulmuştur. Tarihi eser çeşitliliği bakımından zengin fakat küçük bir Taşra kent merkezi konumundaki Çankırı'da inşa edilen binaların çoğunluğu Geç Osmanlı dönemine aittir ve sahip olduğu mimari varlıklardan büyük kısmının Sanat Tarihi bakımından yeterince incelenmediği görülmektedir. Bu bağlamda da boşluğu gidermek amacıyla, `Çankırı (Merkez İlçe ve Köyleri) Türk Dönemi Mimari Eserleri` başlıklı araştırmaya yönelerek, öncelikler ilgili yayınlar ve arşiv belgelerindeki bilgilerin derlenmesinden sonra şehir merkezi ve köylerdeki mevcut binaları bizzat inceleyip, rölöve çizimleri ve fotoğraflarla belgeleyerek tespit ettik. Daha sonra sistematik katalog düzeni içinde her birinin ayrıntılı tanıtımını ve ayrı bir bölümde de karşılaştırma ve değerlendirmelerini yaparak Türk Sanatı Tarihi gelişim çizgisindeki yerlerini belirlemeye çalıştık. Ardından belirlenen eserlerin şehir gelişimine katkılarını değerlendirdik. Günümüze ulaşan cami, medrese, darülhadis, türbe, han, depo, hükümet konağı, kütüphane, lise binası, saat kulesi, hamam, çamaşırhane ve çeşme olmak üzere 13 ayrı yapı türünden 56 eser, Çankırı'nın mimari varlıkları açısından zenginliğini ortaya koymaktadır. Bu eserlerin tamamı çalışmamız kapsamına alınmıştır. Kronolojik bakımdan mevcut eserler, 12.yy sonlarından 20.yy.'a kadar geniş bir zaman dilimine yayılmıştır. Bunlardan çoğu müstakil inşa edilmekle birlikte dokuz eser, Cemalettin Ferruh, Kasım Bey, Buğday Pazarı, Hacı Şeyhoğlu ve Ahmet Mecbur Efendi külliyeleri dahilinde yer almaktadır. Çankırı'daki camiler, kagir kubbe ve ahşap çatı olmak üzere örtü sistemi bakımından ikiye ayrılmaktadır. Kubbe ile örtülü binalardan Sultan Süleyman Camisi dört destekli merkezi plan şemasını yansıtmakta ve daha sonra Üsküdar Mihrimah Camisi'nde uygulanan, merkezi kubbenin doğu, batı ve güneyden üç yarım kubbe ile güney doğu ve güneybatı köşelerden birer küçük kubbeyle örtüldüğü şemanın ilk örneğini teşkil etmektedir. Diğer kubbeli eser Hacışeyhoğlu Camisi ise her dönemde karşımıza çıkan kare planlı kübik kuruluşlu tek kubbeli şemanın bir örneğidir. Ahşap tavanlı eserlerden Alacamescit, Buğdaypazarı,Yeni Cami ve Karadayı Köyü Camileri tavan göbekleri, Ünür Köyü ve İçyenice Köyü camileri genel tavan düzenlemeleri İnaç Köyü Camisi ise alçı minber ve mihrabı ile dikkat çekicidir. Cemalettin Ferruh Darülhadisi ve Türbesi, aynı bina içinde fevkani kuruluşta olması, kapalı avlulu şeması içinde eyvan ve avlunun etrafında hücrelere yer verilmeyerek bitişik olarak inşa edildiği ve bugün mevcut olmayan daüşşifanın hücrelerinden yararlanması ile münferit bir örnek olarak karşımıza çıkmaktadır. Çivitçioğlu, Buğdaypazarı ve İmaret medreseleri ise hımış tekniğinde inşa edilmeleri ve Çivitçioğlu hariç dışa açık kuruluşları ile farklılıklarını gösterir. Türbelerden Karatekin Türbesi kare planlı müstakil bir binaya sahiptir, ve bugüne kadar birçok yayında yeni yapılmış bir bina olarak geçmekteyken arşiv fotoğraflarında gözümüze çarpan batı cephesindeki tuğla süslemeleri ile özgün bir Anadolu Selçuklu eseri olduğu ortaya konulmuştur. Cemalettin Ferruh Türbesi ise Darülhadis bünyesinde yer almaktadır. Fevkani kuruluşta olması ve cenazelik katının birbirine dik iki birimden meydana gelmesi ile Anadolu Selçuklu türbeleri içinde tek örnektir. Ticaret binalarından Karadayı ve Gofuroğlu hanları, plan şemaları, tek avlulu ve üç katlı yapıları ve mekân düzenlemeleri ile 15. yy'dan beri yapılan şehir-içi han tipolojilerinin 20. yy'a kadar, Taşrada bile tercih edilen şema olduğunun göstergesidir. Hamamlar haçvari, dört eyvanlı köşe halvetli ve ortası kubbeli enine sıcaklıklı çifte halvetli olmak üzere iki tipte yapılmıştır. İlki, Karataş Çifte Hamamı'nın hem kadınlar hem erkekler bölümünde, Çarşı Hamamı'nın ise yalnızca erkekler bölümünde uygulanmıştır. Diğeri ise Çarşı Hamamı'nın kadınlar bölümünde görülür. Hükümet Konağı ve Taş Mektep, 19.yy. ikinci yarısından sonra ortaya çıkan yenilikçi anlayışla bir koridor etrafına dizili mekanlardan meydana gelen simetrik plan şeması ve simetrik cephe düzenleri ile dönemin tek düze standart uygulamasının iki örneğidir. Saat Kulesi de özgün haliyle birçok şehirde 20.yy. başında inşa edilenlerle benzer özellikler göstermekle birlikte maalesef yıllar içinde özgünlüğünü yitirmiştir. Çankırı'daki mimari eserlerin inşasında ana malzeme genellikle taştır. Taş - tuğla almaşıklığına tek örnek Yeni Camidir. Tuğla, bu yapı haricinde çoğunlukla kubbeli eserlerde geçiş ve kubbelerde kullanılmıştır. Bazı camiler, hanlar, medreseler, hükümet konağı ve saat kulesinde ahşap iskelet arası kerpiç, tuğla veya moloz taş dolgulu hımış tekniği kullanılmıştır. Örtü bakımından düz ahşap tavan ve kırma çatı yanı sıra, kubbe ve beşik tonoz da görülür. Süsleme en yoğun olarak camilerin ahşap tavan ve minberleri ve alçı mihraplarında görülmekteyse de, kalem işi nakışlarla duvar yüzeylerine de yayılmıştır. Özellikle Sultan Süleyman Camisi hem dışta hem içte en yoğun bezeme programına sahip eserdir. Ayrıca Çivitçioğlu Medresesi alçı ocak nişlerinde ve Karadayı Hanı kapı ve dolap kapaklarında bezemelere rastlanır. Mevcut eserler ile arşivlerden ulaştığımız mahalle adları ve mevcut çıkmaz sokaklar şehrin gelişimi hakkında kısmen de olsa bilgi vermektedir. Kaleden başlayıp zaman içerisinde tepenin eteklerine doğru, ama öncelikle doğu batı doğrultusunda yatay bir gelişim gösterdiği izlenmiştir. Çankırı'daki Türk Dönemi Mimari Eserleri'ne yönelik bu araştırmamızla, konumuz kapsamındaki binalardan bir kısmının deprem gibi doğal afetlerle bir kısmının da insan eliyle ortadan kalktığı, günümüze gelebilmiş eserlerin de aynı sebepler ve bilhassa beşerden kaynaklı bilinçsiz onarımlar ve ihmaller nedeniyle özgünlüklerini yitirdikleri ortaya çıkmaktadır. Bu eserler hakkında günümüzdeki durumlarının belgelenmesi ve arşiv bilgilerinin derlenerek topluca katalog halinde tanıtılması ve sanat tarihi değerlerinin belirlenmesi şeklinde kısaca tanımlayabileceğimiz çalışmamız, bilimsel yaklaşımla sürdürdüğümüz araştırma ve inceleme metni oluşturmak amacıyla ortaya çıkmıştır. Bunun yanı sıra, Çankırı'daki Türk Mimarisi'nin olabildiğince korunup, doğru şekilde onarılarak gelecek nesillere aktarılarak sonsuza kadar yaşatılmasına katkı sağlaması ümit edilmektedir. Çankırı was built on the skirts of Karatekin Hill, an area in the northern part of Central Anatolia, between Kızılırmak and West Black Sea basins. The majority of the buildings built in Çankırı, which is a small provincial city center rich in historical works, belong to the Late Ottoman period and it is seen that most of these architectural assets are not studied enough in terms of Art History. To close this gap started this research titled `Architectural Monuments of the Turkish Period in the Çankırı Province (Central Towns and Villages)`, after compiling the information in the relevant publications and archive documents primarily we identified the existing buildings in the city center and villages personally, and documented them with drawings and photographs. Then we tried to determine their place among the development history of Turkish Art by making a detailed explanation of each one in a systematic catalogue format, and comparing and evaluating them in a separate section. After this we evaluated the contribution of these monuments to the development of the city. 55 monuments, which are still standing, from 13 different building types, including mosque, madrasa, darulhadis, tomb, han, warehouse, government mansion, library, high school building, clock tower, bath, laundry and fountain, show richness in terms of architectural assets of Çankırı. All of these monuments are included in this study. The existing monuments chronologicaly spans to an era from the end of 12th century to the 20th century. While most of these are built independently, eight monuments are located within the complexes of Cemalettin Ferruh, Kasım Bey, Buğday Pazarı, Hacı Şeyhoğlu and Ahmet Mecbur Efendi. The buildings in Çankırı are divided into two in terms of their covering system consisting of the wooden dome and the wooden roof. The Sultan Süleyman Mosque from the dome-covered buildings reflects the four-centered central plan scheme and presents the first example of the central dome with three exedras in the east, west and south and one small dome in the south-east and southwest corner, a scheme that was later used in the Istanbul Mihrimah Mosque. The other domed piece Hacışeyhoğlu Mosque is an example of a single-domed cubical form with a square plan, which is seen at every period. Among the mosques with wooden roofs Alacamescit, Buğdaypazari, Yeni Mosque and Karadayı Village mosques are remarkable with their roof ceilings, Ünür Village and Içyenice Village mosques with their general ceiling decorations, and İnaç village Mosque with its plaster mihrab and minbar. Cemalettin Ferruh Darulhadisi and Tomb are confronted as a separate example by the fact that they are built in the same building but two storied, and are built adjacently in its closed courtyard scheme without the cells around the eywan and the courtyard, and using the cells of the Darüşşifa which is long gone. Çivitçioğlu, Buğdaypazari and İmaret Madrasahs show their differences with their open-air organizations except Çivitçioğlu and their construction with the technique of beam filling. Among the tombs the Karatekin Tomb has an independent building with a square plan. And despite being considered as a newly built building in many publications to date, it is revealed from the archive photographs that it's a unique Anatolian Seljuk monument with the brick ornaments on the west side of the building. Cemalettin Ferruh Tomb is located in Darülhadis. Being a two storied building, and crypt forming from two perpendicular units, it is unique among the Anatolian Seljuk tombs. The commercial buildings, Karadayı and Gofuroğlu Khans with their plan schemes, single-courtyard and three-storey constructions and space arrangements, indicate the urban-type inns built since the 15th century until the 20th century, even in the country. The baths were made in two types, the crucifix type with the four eywans and cubicles in the corners, and the middle dome with a transverse caldarium and double cubicles. The first one has been applied both in the women's and men's section in the Karataş Hamam, and only in the men's section in the Çarşı Hamam. The latter one is seen in the women's section of the Çarşı Hamam. Government House and Taş Mektep (Stone School), with their symmetrical plan scheme consisting from spaces arranged through a corridor in a symmetrical order and the symmetrical façade, are two examples of a an innovative concept emerging after the second half of 19th century. Also, although the clock tower shows similar features to those built at the beginning of the 20th century in other cities, unfortunately it has lost its originality over the years. The main material in the construction of Çankırı's architectural monuments is usually stone. Yeni Mosque is the only example applied as a stone-brick alternative. Except this building, bricks are mostly used in transitions and domes in domed monuments. In Mosques, inns, madrasahs, government mansions and the clock tower, timber-framed mud brick, brick or rubble filled beam fillings technique were used. In terms of coverings, there are flat wooden ceiling and a hipped roof, as well as a dome and a barrel vault. Although the ornamentation is most intensely seen on the wooden ceilings and minbars, and stucco mihrabs, it has spread to the wall surfaces with the hand drawings. Especially the Sultan Süleyman Mosque has the most intense ornamentation program both inside and outside. In addition, ornamentation is found on plaster hearth niches of Çivitçioğlu Madrasah and in door and cupboard doorwings of Karadayı Han. Existing monuments and neighborhood names we have gathered from the archival documents, and existing dead-end streets give us some information, though very little, about the development of the city. It has been observed that it started from the citadel and gradually developed towards the skirts of the hill, but primarily in the east-west direction. With this research on Turkish Period Architectural Monuments in Çankırı, It has been revealed that some of the buildings within the scope of our research have disappeared due to natural disasters such as earthquakes and partly by human hands, and the monuments that have survived to the present day have lost their originality due to the same reasons and especially due to insensible repairs and negligence. Our study, which we can describe in an abstract manner as presenting in a catalogue by documenting the current situation of these monuments and compiling the archival information on them, and to determine their art historical value, has emerged from aiming to prepare a research and examination text with a scientific approach. Besides this, with this study we hope that the Turkish Architecture in Çankırı will be preserved as much as possible, and carry it to the future by transferring to the next generations with accurate restorations. 992
- Published
- 2018
8. Batılılaşma dönemi Osmanlı mimarisinde İstanbul minareleri (1703-1922)
- Author
-
Özkan Tekneci, Zeynep, Ersoy, Bozkurt, Sosyal Bilimler Enstitüsü, and Sanat Tarihi Anabilim Dalı
- Subjects
Religious architecture ,Batılılaşma Dönemi ,Ottoman Architecture ,Period of Westernization ,Ottoman State ,Westernization ,Turkish architecture ,Art History ,Architectural characteristics ,Minaret ,Sanat Tarihi ,Ottoman architecture ,Osmanlı Mimarisi ,İstanbul ,Minare ,Ottoman Period - Abstract
Bu tez çalışması Lale Devri ile başladığı kabul edilen Osmanlı Batılılaşma Dönemi mimari üslubu ve 20. yüzyılda etkili olan Birinci Ulusal Mimarlık Akımı ile İstanbul'da inşa edilen minareleri konu almaktadır. Osmanlı Batılılaşma Dönemi mimarisinde Batı'dan alınan yeni yapı türleri ve mimari süsleme öğeleri bu dönem mimarisini şekillendiren başlıca unsurlardır. Avrupa etkili mimari akımlar Osmanlı mimarisini kronolojik bir sıra ile etkilemiştir. 18. yüzyılın ilk yarısından itibaren etkisini gördüğümüz Barok üslup ile ince, uzun ve süslü minareler inşa edilmeye başlanmıştır. Kaideler uzun formda ve süslemelerin yer aldığı bir bölüm olmuştur. Pabuç mimari bir gereksinimi karşılamaktan çok, süslemelerin yer aldığı bir unsur haline gelmiştir. Minare şerefelerindeki mukarnasaların yerine bilezikler, konsollar ve nadiren istiridye kabuğu biçiminde silmeler kullanılmaya başlanmıştır. Pek çok farklı tipte taş külah inşa edilmiştir. 19 yüzyıl mimarisinde, Batı etkili Barok ve Rokoko üsluplarının yanı sıra, Ampir, Neoklasik, Art Nouveau ve Oryantalizm gibi farklı akımlar da etkin rol oynamıştır. Bu üsluplar tek tek veya eklektik tarzda bir arada kullanılmıştır. Batılı etkiler 20. yüzyılda gelişen Birinci Ulusal Mimarlık Akımı ile etkisini kaybetmeye başlamıştır. Bu dönem mimarisinde Osmanlı Klasik Dönemi'nin mimari form ve özellikleri örnek alınmıştır. Tez çalışması kapsamında 69 caminin minaresi ele alınmıştır. Bu minarelerin fotoğrafları çekilip, çizimleri yapılarak bir katalog bölümü oluşturulmuştur. Değerlendirme ve Sonuç bölümünde, ele alınan minareler konum, form, malzeme ve süsleme özellikleri açısından incelenmiştir. Ele alınan örnekler hem kendi içinde değerlendirilmiş hem de önceki dönem örnekleri ile kıyaslanarak minarelerin bu döneme özgü özelliklerinin ortaya konulması amaçlanmıştır., This thesis focuses on the minarets built in Istanbul under the influence of the Ottoman westernization period, which is considered to have begun with the tulip revolution, and the First National Architecture Movement, which is effective in the 20th century. Though not mentioned in the Ottoman westernization architecture with a specific meaning of westernization, new types of buildings and architectural ornamentation items taken from the West are the elements that shaped this period architecture. European influential architectural movements influenced Ottoman architecture in a chronological order. Starting from the first half of the 18th century, the Baroque style, which was influenced, was started to be built with thin, long and decorated minarets. The bases were a long form and a part of the ornamentation. The pabuc has become an element where the ornamentation takes place rather than an architectural necessity. Instead of muqarnas, bracelets, consoles and occasionally stripes in the form of oyster shell have begun to be used in the balconies of minarets. Many different types of stone roofs were built. In the 19th century architecture, various influences such as Ampir, Neoclassic, Art Nouveau and Orientalism played an active role as well as Western influential Baroque and Rococo styles. These styles have been used one by one or in an eclectic style. Western influences began to lose their effect with the First National Architecture Movement that developed in the 20th century. Architectural forms and features of the Ottoman Classical period were taken as examples in this period architecture. In this thesis, the minaret of 69 mosques were handled. A catalog section was created by photographing and drawing these minarets. In the evaluation and conclusion section, the minarets were examined in terms of location, form, material and ornamentation characteristics. The minarets were evaluated both in themselves and compared with the samples of the previous period, aiming to reveal these peculiar features of the minarets.
- Published
- 2018
9. Söke'de Türk mimarisi
- Author
-
Atici, Alper, Beyazıt, Mustafa, and Sanat Tarihi Anabilim Dalı
- Subjects
Art History ,Educational buildings ,Architectural structure ,Water structures ,Historic structures ,Inns ,Sanat Tarihi ,Baths ,Houses ,Aydın-Söke ,Turkish architecture ,Mosques - Abstract
Aydın ili Söke ilçe merkezinde yer alan Türk mimari eserlerinin daha önce herhangi bir çalışmada yer almamış olması tezimizin konusunu belirlememizde etkili olmuştur. İlçe merkezinde bulunan yapılar, İzmir II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından `kentsel sit alanı içinde kalan` ve `kentsel sit alanı dışında kalan` olarak iki gruba ayrılarak tescillenmiştir.Söke, XVIII. yüzyılda Sığla Sancağı merkezidir. Sancak merkezinde mütesellim olarak görev yapmış İlyaszâde ailesi ya da Hacı Ziya Bey ve Hacı Halil Paşa gibi varlıklı ailelerin hayır amaçlı veya kendi isimlerini yaşatmak amacıyla yaptırdıkları eserlerin bölge mimarisine önemli katkıları olmuştur. Bu bağlamda Söke'de Konak, Çeltikçi ve Yeni Cami mahallelerinde günümüze gelen dört cami, dört ev, iki dükkân, bir ilkokul, bir hamam ve bir han olmak üzere on üç yapı tespit edilmiştir. Eserlerden onu Geç Osmanlı Dönemi, üçü ise Erken Cumhuriyet Dönemi'nde tarihlenmektedir.İncelediğimiz camiler plân bakımından bir gelişim göstermese de mihrap, minber ve vaaz kürsüsü gibi düzenlemeleri bakımından önemli bir yere sahiptir. Ayrıca Hacı Ziya Bey Camii harim mekânında Aşere-i Mübeşşere' nin isimleri yazılı olması bakımından önemlidir. Evler, plân, malzeme-teknik ve süsleme bakımından geleneksel konut mimarisinin özelliklerini devam ettirmektedir. İncelediğimiz hamam plân kurgusu bakımından Osmanlı hamam mimarisi geleneğinin özelliklerini taşımaktadır. Jaletepe İlkokulu plân bakımından Cumhuriyet döneminde merkezden hazırlanıp taşrada uygulanan tip projelerinin örneğini teşkil etmektedir.Çalışmada Söke'de özgün durumunu koruduklarını tespit edilen Türk devri mimarisi eserlerinin plân, süsleme, malzeme ve teknik bakımından ilk olarak kendi içerisinde daha sonra çağdaşları arasında değerlendirmesi yapılmıştır. Söke'deki Türk devri yapıları taşrada inşa edilmesine rağmen süsleme bakımından İstanbul ve İzmir'de bulunan çağdaş örnekleriyle benzer özellikler taşımaktadır. The fact that the Turkish architectural works located in the district of Aydın province Söke has not taken part in any work previously has been effective in determining our thesis. The buildings in the center of the province were registered by second cultural and natural heritage preservation board of İzmir by separating two groups as `buildings remaining in the urban protected area` and `buildings outside the urban protected area`.Söke is the center of Sığla Sanjak in the 18th century. The wealthy families such as Ilyaszâde, Haci Ziya Bey and Haci Halil Pasha, who served as governor in the center of Sanjak, and the buildings that they made for charitable purposes or to keep their names alive were important contributions to the region's architecture. In this context, thirteen buildings were identified in the neighborhoods of Konak, Çeltikçi and Yeni Cami in Söke, four mosques, four houses, two shops, one primary school, one bath and one inn. Ten of the works are dated to the Late Ottoman Period and three are dated to the Early Republican Period.Although the mosques we examined to don't show any impovement in terms of plan, ıt has an important place in terms of regulations such as mihrab, pulpit, and preaching. It is also important that the names of Aşere-i Mubeşşere are written in the Hacı Ziya Bey Mosque. The houses continue to feature the traditional domestic architecture in terms of plan, material-technique and decoration. The Bath we examined in terms of plan, featured the Ottoman Bath architecture. Jaletepe Primary School in terms of plan, ın Republic period its an example of the type project prepared from the center and applied in the countryside.In the study, Turkish architectural works determined that protect the original situation in Söke, were first compared with each other and then contemporaries structures in terms of plan, decoration, material and technique. Despite the fact that the Turkish monuments in Söke are built in the countryside, they have similar characteristics to the contemporary ones in Istanbul and İzmir. 294
- Published
- 2018
10. Uşak Ulubey'de Geç Osmanlı ve Erken Cumhuriyet Dönemi dükkanları
- Author
-
Şahan, Zeynep, İnce, Kasım, and Sanat Tarihi Anabilim Dalı
- Subjects
Art History ,Architectural characteristics ,Shops ,Architectural structure ,Historic structures ,Uşak-Ulubey ,Sanat Tarihi ,Ottoman architecture ,Architectural ,Turkish architecture - Abstract
Dükkanlar ticaretin yoğun olarak görüldüğü yerlerdir. Uşak ili sınırları içerisinde yer alan Ulubey'de incelenen 19 adet dükkan halkın yoğun olarak alışveriş için gittiği Çarşı Mevkiinde yer almaktadır. Bu dükkanlardan 11. Dükkan (H. 1340 / M. 1921-1922) - (R. 1340 / M. 1924) ve 18. Dükkan (H. 1321 / M. 1903) hariç diğerlerinde kitabe bulunmamakla beraber genel olarak plan, mekan, yapı malzemesi-tekniği, yapı elemanları ve süsleme özellikleri birbirine benzerlikler göstermektedir. Uşak'taki yapılarla çok yakın benzerlik gösteren bu dükkanların genel olarak 19. yüzyıl sonları ve 20. yüzyılın başına tarihlendirilmesinin mümkün olduğu düşünülmektedir. Yapılarda taş, tuğla, metal ve ahşap malzemelerin, örtü sistemlerinde putrel (U) demir ve tuğlanın, alınlık kısımlarında da basık kemer formunun ya da üçgen alınlığın tercih edildiği görülmüştür. Süsleme olarak sade sayılabilecek olan yapılar, dış cepheden tek katlı olarak algılansa da çoğunda bodrum kata yer verilmiştir.Ulubey'deki incelenen dükkanlarda daha önceden detaylı bir çalışma yapılmamıştır. Tespit edilen 19 dükkanın bu sebeple tanıtılarak, Türk mimarisindeki yeri ortaya konmaya ve yok olmaya yüz tutan bazı dükkanların sosyal hayata kazandırılmaya çalışılması amaçlanmıştır. Shops are places where commerce is seen intensely. Located in the Uşak province, Ulubey is located in the bazaar where 19 shops are visited for shopping. The plan features, site characteristics, building material-technique, building elements and decoration characteristics are similar to each other except that there are no inscriptions in these stores except 11 Number (Exilic 1340 / Christian Era 1921-22)-(Julian Calendar 1340 / Christian Era 1924) and 18 Number Shop (1321 Exilic / 1903 Christian era) characteristics. It is thought that it is possible to date these shops, which closely resemble structures in Uşak, generally in the late 19th and early 20th centuries. It has been seen that stone, brick, metal and wooden materials are used in the buildings, iron (U Type) iron and brick in the cover systems, and athatressetarch the tres arcch depressed arch form or triangular pediment is preferred in the pediment parts. The constructions which can be regarded as simple as ornamentation are perceived as single storey from the exterior, but many basements are included.No detailed work has been done before in Ulubey. It is aimed to present the place in Turkish Architecture and to try to gain the social life of some of the shops which are disappearing. 202
- Published
- 2018
11. Sivrihisar ilçe merkezin'de Türk Mimarisi (1988 sonrası onarımları)
- Author
-
Ünal, Sinan, Altınsapan, Mehmet Erol, and Sanat Tarihi Anabilim Dalı
- Subjects
Art History ,Seljuks architecture ,Eskişehir-Sivrihisar ,Sanat Tarihi ,Baths ,Ottoman architecture ,Tombs ,Fountains ,Repair ,Turkish architecture ,Mosques ,Civilian architecture - Abstract
Sivrihisar ilçesi batısında Eskişehir'e 85 km. doğusunda Ankara'ya 135 km. güneyinde Afyon'a 123 km mesafede yer almakta olup Sivrihisar Hititler,Frigler,Roma,Bizans,Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere bir çok uygarlığa ev sahipliği yapmış ilçeler arasında yer almaktadır. Selçuklu döneminde bir uç şehir olan Sivrihisar bu konumunu ,Osmanlı dönemine kadar sürdürmüştür. Beyazid ve Kanuni döneminde Vilayet merkezi olarak Bursa sancağına,H.1265/M.1848 yılında Ankara vilayetine,1914 yılında , Eskişehir sancağına ve son olarak ise Cumhuriyetin ilanından sonra ise Eskişehir iline bağlı bir ilçedir. (1925) Osmanlıların son dönemlerinden itibaren siyasi ve sosyal yönden özelliklerini kaybeden Sivrihisar günümüzde Ankara'ya çok yakın bir konumda olması ve Ankara-Eskişehir-Afyon karayollarının kesişim noktasında yer almasına karşın çok fazla bir gelişim gösterememiş ilçeler arasında yer almaktadır. Bu çalışma kapsamında Türk mimari yapı unsurlarının 1988 yıllarından sonra yapılmış olan onarımların değerlendirilmesi ve yapıların fiziksel müdahaleler sonucunda ne kadar korunduğu ve gelecek nesillere hangi bir düzlemde yansıtıldığı hedeflenmekte olup yapıların yakın çevresi ve bugünkü durumları incelenerek yapılar üzerindeki tahribatları ve ekleri tespit edilmiş ,1988 yıllına ait fotoğraflar ile karşılaştırmalı bir çalışma yapılarak fiziksel ve işlevsel müdahaleleride kapsayacak bir şekilde bu tez çalışması hazırlanmıştır. Bu çalışmalar dışında ayrıca cami,türbe,hamam,çeşme ve sivil mimari unsurların tip,plan,mekan düzenlemeleri ile süsleme özelliklerinin incelendiği ve 1988 yıllarından önce yapılan onarımlar hakkında bilgiler verildiği görülmektedir. Sivrihisar district is located 85 kms. to the west of Eskişehir,135 kms. to Ankara to the east and 123 kms. to Afyon to the South,Sivrihisar district is home to many civilizations,including Hitites,Frigs,Rome,Byzantium,Sejuks,Ottomens nd Rebublic of Turkey.During the Bayezid and Kanuni periods,the provincial governorate was bound to Bursa sanjak until the 17th century,to the Ankara province with the establishmet of the Ottoman provincial organization in 1848,to the sanjak of Eskişehir in 1914,and finally to the province of Eskişehir after republic was declared. Sivrihisar has lost its political and social features since the last period of the Ottomans and is located in a very close location to Ankara and has not devoloped much in spite of being at the intersection of Ankara-Eskişehir-Afyon highways.Within the scape of this study,it is aimed to evaluate the restoration of Turkish architectural building elements after 1988 and how much the buildigs are protected as a result of physical interventions and on what level the futuıre generations are reflected and damages and additions on the constructions are determined by examining the immediate surroundigs and present conditions of the buildigs.This thesis study was prepared in an comperative study with pysical and functional interventions. In addition to these studiaes ,it is seen that the type,plan,sacepe arrangements and decoration features of mosque,tomb,bath,fountain and civil architectural elements are examined and informations about repairs made before 1988 are given. 562
- Published
- 2018
12. Ankara'daki Türk Dönemi yapılarında devşirme malzeme kullanımı
- Author
-
Yildiz, Ceren, Bilici, Ziya Kenan, and Sanat Tarihi Anabilim Dalı
- Subjects
Material properties ,Art History ,Janissary system ,Architectural structure ,Historic structures ,Sanat Tarihi ,Ankara ,Materials ,Turkish architecture ,Architectural works - Abstract
Tez çalışmamızın birinci bölümünde, çalışmanın amacı ve ilgili konu hakkındaki yayın bilgileri yer almaktadır. Çalışmamızın ikinci bölümünde, sanat tarihi disiplini terminolojisi içerisinde devşirme ve spolia kavramları incelenmiş, Anadolu mimarlığında devşirme malzeme kullanımını örnekleyen yapılar üzerinde durulmuştur. Ayrıca yapı kalıntısı yakınına veya yapı kalıntısı üzerine inşa edilen yapılarda devşirme malzeme uygulamasına yönelik çeşitlilikler şematize edilerek açıklanmıştır. Çalışmamızın üçüncü bölümünde, Türk egemenliği süresince Ankara'daki Roma ve Bizans dönemine ait yapı ve yapı kalıntılarının yoğunluğu araştırılmıştır. Böylece devşirme malzeme stokuna yönelik tespitler değerlendirilmiştir. Çalışmamızın dördüncü bölümünde, Ankara'da devşirme malzeme kullanımına yönelten nedenler üstünde durulmuş, zorunluluklar ve estetik kaygılar irdelenerek tartışılmıştır. Çalışmamızın beşinci bölümünde, Ankara'daki devşirme malzeme kullanıldığı tespit edilen Türk dönemi yapılarına ait katalog oluşturulmuştur. Devşirme malzemelerin yapıdaki yerleri, plan ve kesitlerde harflerle belirtilmiştir, ek olarak bilgiler ve fotoğraflarla desteklenmiştir. Çalışmamızın son bölümünü değerlendirme, sonuç ve özetler kısmı oluşturmaktadır. Anahtar Kelimeler: Devşirme, Spolia, Türk Mimarisi, Ankara. First section of this thesis includes the objective of the study and publication information on related subject. Second section of the study explores `devşirme` and `spolia` notions in art history disciplinary terminology context, while focusing on examples of spolia use in Anatolian architecture. In addition, variations on the application of spolia in constructions built on or near the building remains have been described schematically. In third section of the study, the intensities of the Roman and Byzantine structures and structure remains during the Turkish sovereignty in Ankara were investigated. Thus, assessments for spolia inventory have been evaluated. In the fourth section of the study, the reasons leading to spolia use in Ankara have been emphasized, necessities and aesthetic concerns were discussed in depth. In the fifth section of the study, Turkish period structures containing spolia have been catalogued. Location of spolia have been indicated by letters on the blue prints and sections, also supported by information and photographs. Last section of the study encompasses evaluation, conclusion and abstracts. Key words: Devşirme, Spolia, Turkish Architecture, Ankara. 124
- Published
- 2018
13. Ödemiş'te Türk Dönemi dini mimari
- Author
-
Özbek, Gülcan, Top, Mehmet, and Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı
- Subjects
Madrasahs ,İzmir-Ödemiş ,Religious architecture ,Art History ,Architectural characteristics ,Ornamentations ,Sanat Tarihi ,Tombs ,Turkish-Islamic architecture ,Turkish architecture ,Mosques - Abstract
Türklerin İslamiyeti kabulünün ilk zamanlarında oldukça sade ve gösterişten uzak camiler yapılsa da hem devletlerin gelişmesi hem de İslam dininin yayılmasına ve gelişmesine verilen önemden dolayı zaman içinde tüm mimari yapılarda olduğu gibi cami mimarisinde de değişikler ortaya çıkmıştır. Türklerin İslamiyet'i kabulünün ardından giderek gelişen dini mimarisi zirve dönemini Osmanlı devleti zamanında yaşamıştır. Aydınoğulları döneminden Osmanlı geç dönemlerine kadar yerli yabancı ustaların ve farklı coğrafyaların etkisiyle mimari ve süsleme özellikleri sentezlenerek mimari zengin bir görünüme kavuşmuştur. Bu bakımdan Ödemiş'te bulunan Aydınoğulları döneminden Osmanlı geç dönemine ait camiler, türbeler ve medreseler hem geleneksel hem de Osmanlı batılılaşma dönemi özelliklerini de bünyelerinde barındırarak özgün örnekleriyle sunulmuştur. Yapılmış olan inceleme ve çalışmalarda Ödemiş'te bulunan Aydınoğulları döneminden Osmanlı batılılaşma dönemi dini mimarisinde yer alan özgün örnekleri onarımlar sırasında duvarlarındaki sıvalar kazındıktan sonra duvar bezemeleri ile birlikte ortaya çıkartılmıştır. Ödemiş'te yer alan bu yapılar incelenerek duvar bezemeleri ile ön planda olan camiler, mimari özellikleri ile farklılık gösteren türbe ve medreseler dönemin yansımaları ile birlikte ortaya çıkan mimari ve süsleme farklılıkları ve benzer özellikleri ile bu çalışmayı özgün bir hale getirmiştir.Anahtar Kelimeler: Türk Dönemi, Dini Mimari, ÖdemişSayfa Adedi:217Tez Danışmanı: Dr.Öğr.Ü. Mehmet TOP In the early times of the acceptance of Islam by the Turks, although quite simple and remote flamboyant mosques were built, the changes have showed up in the architecture of the mosque as it is in all the architectural structures over the time due to the importance given to both the development of the states and the development and spread of the Islamic religion. After the acceptance of Islam by the Turks, the mosque, which was developing gradually livinged its peak in the Ottoman state period. From the time of Aydınoğulları to the late Ottomanperiod, architectural and decorative features got a rich look synthesized with the influence of local and foreign masters from different geographies. In this respect, the mosques which is in Ödemiş and belongs to from Aydınoğullarıperiod to late Ottoman periodrevealed with their original features incorporating the features of both traditional and the westernization period of Ottoman In the examines and studies that have been done, its original examples which are from the period of Aydınoğulları in Ödemiş to the Ottoman westernization religious architecture were revealed together with together wall decorations. By examining these structures in Ödemiş, the differences and original features appeared by the reflect of wall decorations period have made this work more specific.Key Words: Turkish Period, Religious Architecture, ÖdemişQuantity Of Page:Scientific Director : Dr.Öğr.Ü. Mehmet TOP 238
- Published
- 2018
14. Kırşehir il merkezindeki Türk mimari eserleri
- Author
-
Acar, İlkay, Seçgin, Nuri, and Sanat Tarihi Anabilim Dalı
- Subjects
Religious buildings ,Madrasahs ,Art History ,Kırşehir ,Sanat Tarihi ,Tombs ,Fountains ,Mansions ,Turkish architecture ,Architectural works ,Mosques ,Lodges - Abstract
''Kırşehir İl Merkezindeki Türk Mimari Eserleri'' başlıklı tez çalışması; XII. yüzyıldan başlayarak günümüze kadar olan dönemi kapsamakta ve bu dönemde yapılan mimari eserlerle, şehrin kentsel gelişim süreci ortaya konmaktadır. Sosyal-kültürel açıdan Orta Çağ'da önemli bir yere sahip olan Kırşehir, bu dönemde yapılan mimari eserlerle günümüze kadar ulaşmıştır. Şehirde çok sayıda dini ve sivil mimari eserler vardır ancak bu tez çalışmasında sadece şehrin merkezinde olan eserler incelenmiştir. Şehirle ilgili kaynaklardan birçok yapı isimlerine ulaşılmışsa da günümüzde çok az bir kısmı ayakta kalabilmiştir. Günümüzde var olan yapılar dini ve sivil yapılar olarak gruplandırılmış ve ileride ulaşılabilecek kaynak oluşturması açısından katalog halinde düzenlenmiştir. Var olmayan yapılar ise kaynaklardan toplanarak sadece isimleri ile listelenmiştir. Şehir merkezinde dini yapı olarak; cami, medrese, türbe, zaviye sivil yapı olarak ise; konak ve çeşmeler bulunmaktadır. Bu yapılar konumu itibari ile şehrin ortaya çıkması ve imarlaşması-şehirleşmesinde de önemli bir yere sahiptir. Anahtar Kelimeler: Kırşehir, cami, medrese, türbe, zaviye, çeşme, konak, şehirleşme. The thesis titled ''Kırşehir İl Merkezindeki Türk Mimari Eserleri'' covers the period from the beginning of the 12thcentury to the present day and reveals the urban development process of the city through the architectural works produced during this period. Kırşehir, which has an important place in the Middle Ages from the sociocultural perspective, has reached the present day with its architectural works produced in this period. There are many religious and civil architectural works in the city, but only works available in the city center have been studied herein. Although the sources related to Kırşehir give information about many buildings, only very few of them have survived today. The still-existing structures have been grouped as follows: religious and civil, and cataloged in terms of resources which can be reached in the future. Non-existent structures have been collected from the relevant sources and listed only by their names. In the city center, there are mosques, madrasahs, tombs and zawiyas as religious buildings; and mansions and fountains as civil buildings. Those buildings have an important place in the emergence and the urbanization of the city.Keywords: Kırşehir, mosque, madrasah, tomb, zawiya, fountain, mansion, urbanization. 340
- Published
- 2018
15. Eski Mardin'deki Türk devri mimarisinde eyvan kullanımı
- Author
-
Gün, Murat, Turan, Hayrunnisa, and Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı
- Subjects
Iwan ,Religious architecture ,Art History ,Islamic architecture ,Sanat Tarihi ,Architectural ,Anatolian principalities architecture ,Mardin ,Turkish-Islamic architecture ,Traditional architecture ,Turkish architecture ,Architectural works - Abstract
Eyvan biriminin; tanımına, mimarideki yeri ve önemine, kronolojik olarak tasnif edilmesine dair günümüze dek ciddi bir çalışmanın yapılmamış olması eyvan başlığı altında yapılacak tüm çalışmalarda büyük bir eksiklik oluşturmaktadır. Araştırma konusu olan Eski Mardin'deki mimari eserlerin eyvan birimlerinin incelemesinde de bu eksiklik hissedilmiştir. Zira Mardin'deki mimari yapılar hakkında günümüze dek yapılan çalışmalarda eyvan birimlerinin vurgulanmamış olmasında da bu eksiklik yer almaktadır. Dolayısıyla katalog kısmındaki mimari eserlerin eyvan birimlerine geçmeden önce, eyvanın tanımına yönelik yayımlanmış tüm çalışmalar incelenmiş ve mukayese edildikten sonra ölçüleri verilerek sadeleştirilmiş bir tanımlama yapılmıştır. İlk eyvan biriminin nerede ve hangi amaçla inşa edildiği kesin olarak bilinemediğinden, Türk-İslam devletlerinin eyvan birimini en erken hangi tarihte kullandığı da saptanamamıştır. Bu nedenle günümüze dek kullanılagelen eyvanların en erken tarihli olanından başlayarak, Eski Mardin'deki mimari eserlerde uygulanan eyvanlara kadarki süreç kronolojik olarak özetlenmiştir. Bilimsel veriler ışığında hazırlanmış bu tez çalışması ile mimari bir birim olan eyvanın; tanımı, kökeni, mimarlık bilimindeki yeri incelenmekte ve Eski Mardin'de yaygın olarak kullanılmasına dikkat çekilmektedir. Ayrıca tarihteki Türk devletlerinin oluşturduğu mimari gelenekte, eyvanın kullanım alanlarına değinilmiş ve Anadolu'ya gelişi özetlenmiştir. Eyvan biriminin Eski Mardin'deki Türk devletlerinin mimari eserlerine yansıması hususu, kullanım amaçlarına göre tasnif edilmiş ve kronolojik olarak sıralanıp her bir eyvan birimi etraflıca belirtilmiştir.Anahtar Sözcükler: 1 Eyvan, 2 Mimari, 3 Eski Mardin, 4 Türk Devletleri. Iwan unit; in the architecture and importance to the definition, to be sorted in chronological order that has been a serious study of all under the heading be iwans studies constitues a major shortcoming. The former research subject of architectural works in old Mardin iwan was felt this deficiency in the review of units. Because architectural structures in Mardin until the present day about studies that have highlighted deficiencies in the iwan units. Therefore, the catalog of the architectural works of iwan units, all studies published for the definition of the iwan was studies and after measurements compare the simplified definition. Where and for what purpose the first unit of the iwan was built preciesely discerned, Turkish-Islamic States also use the earliest date the unit of iwan. So has the earliest one of common terminology starting iwan applied in architectural works in Old Mardin iwan summarized in chronological order to date process.In the ligt of scientific data, this thesis an architectural unit iwan, definition origins study the location being examined and the architecture to be used as common in Old Mardin. In additioni the Turkish States in the history of architectural tradition, addressed the areas and Anatolia iwans arrival. Iwan unit of Works of the Turkish State in Old Mardin reflected matters of architecture, according to their intended use has been sorted and chronologically sorted each iwan unit thoroughly.Key Words: 1 Iwan, 2 Architecture, 3 Old Mardin, 4 Turkish States. 288
- Published
- 2018
16. 19. yüzyıl Beyoğlu Çeşmeleri
- Author
-
Bayfidan, Dilek, İnce, Kasım, Sanat Tarihi Anabilim Dalı, and Kasım İnce
- Subjects
Beyoğlu ,19th Century ,Çeşme ,Ottoman State ,Turkish architecture ,Art History ,Architectural characteristics ,19. yüzyıl ,Sanat Tarihi ,İstanbul ,İstanbul-Beyoğlu ,Fountains ,Ottoman Period ,19. century ,Fountain - Abstract
Beyoğlu'nda artan nüfusa bağlı olarak, su mimarisinin revaçta olduğu dönemlerde, dönemin mimari ve dekoratif üslubunu yansıtan çeşmelerin yapımı artmıştır. 19. yüzyıl Beyoğlu çeşmeleri de, Osmanlı Devleti'nin tüm alanlarda yaşadığı değişimlere paralel şekilde mimaride ve süslemede bu değişimleri göstermeleri açısından Osmanlı Sanatında önemli yer tutmaktadır.Bu çalışma kapsamında Beyoğlu'nda 19. yüzyılda inşa edilen yirmi iki adet çeşme tespit edilmiştir. Bunlardan beş adedi günümüze ulamamıştır. Ayrıca daha önceki dönemlerde inşa edilip 19. yüzyılda çeşitli onarımlar geçirerek kullanımı devam eden beş adet çeşme tespit edilmiştir.Araştırma dahilindeki çeşmelerin detaylı çalışmaları daha önceden yapılmamıştır. Tespit edilen çeşmeler benzer örnekleri ile karşılaştırılarak dönemi içerisinde tipoloji oluşturulmuş, detaylı olarak incelenmiş ve Türk mimarisindeki yeri ortaya konmaya çalışılarak, dönemin birer somut örneği olan harap durumdaki çeşmelerin gelecek nesillere aktarılması amaçlanmıştır. Based on the increasing population in Beyoglu, at period in which the aqua architecture was in great demand, the building of fountains which reflect the architectural and decorative style of the period increased. 19th century Beyoglu fountains take an importat place in Ottoman art in terms of reflecting these changes in architecture snd decoration as paralell with the changes in all parts that Ottoman lived.Within the scope of this study, twentytwo piece fountains builded in 19th century Beyoglu were identified. Five of them can not reach the present day. Except these fountains, five more fountains which were builded in previous periods and repaired in 19th century so their usage continue were identified also.Detailed study of fountains in scope of research wasn't done before. Comparing the identified fountains with their place in Turkish architecture, it is aimed that hand these desolately fountains which are epitomise of the period down the next generations. 258
- Published
- 2018
17. Anadolu Türk mimarisinde bezeme unsuru olarak seramik kullanımı
- Author
-
Orhanlı, Oktay, Ersoy, Bozkurt, Sanat Tarihi Anabilim Dalı, and Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Subjects
Ceramics ,Art History ,Architectural structure ,Ornamentations ,Ceramic materials ,Sanat Tarihi ,Turkish architecture - Abstract
"Anadolu Türk Mimarisi'nde Bezeme Unsuru Olarak Seramik Kullanımı" adlı Yüksek Lisans tezimiz; Anadolu yarımadasında yer alan yapılarda bezeme unsuru olarak kullanılan seramik kullanımını incelemiştir. Anadolu'da 36 mimari yapıda seramik bezeme kullanımı tespit edilmiştir. Bu araştırma Selçuklu döneminden başlayarak, Geç Osmanlı dönemine kadar ki süreci ele almıştır. Bu tarihsel süreç içerisinde mimari yapılarda yer alan seramikler ayrıntılı şekilde değerlendirilmiştir. Seramikler katalog bölümünde sıralı bir şekilde ayrıntılı olarak incelenmiştir. Yapılarda bulunan seramikler çeşitli dönemlere göre ayrılmıştır. Dönemlerde farklı teknikte birçok seramik tespiti yapılmıştır. Bu seramikler tabak ve kase türünde yerli ve ithal seramik ürünlerdir. Seramikler çalışma esnasında kırmızı ve beyaz hamurlu olarak iki gruba ayrılmış şekilde incelenmiştir. Bu seramikler tür, hamur, astar, sır, teknik ve bezeme motifi özellikleri dikkate alınarak ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmiştir., Our Master's thesis titled " Ceramıcs As A Decoratıonal Element In Anatolıan Turkısh Archıtecture " He investigated the use of ceramic products used as facade elements in Anatolian peninsula structures. In Anatolia, the use of ceramics was found in 36 architectural buildings. This research started with the period from Seljuk period to late Ottoman period. In this historical process, ceramics in architectural structures have been evaluated in detail. Ceramics have been examined in detail in the catalog section sequentially. The ceramics in the buildings are separated according to various periods. Many ceramics were discovered in different techniques during the period. These ceramics are domestic and imported ceramic products in the form of plates and bowls. The ceramics were examined during the work as two groups separated as red and white paste. These ceramics have been evaluated in detail by taking into consideration the characteristics of the type, dough, lining, glaze, technique and embossing motif.
- Published
- 2018
18. Çorum çeşmeleri
- Author
-
Okumuş, Erdal, Gündoğdu, Hamza, and Sanat Tarihi Anabilim Dalı
- Subjects
Art History ,Sanat Tarihi ,Ottoman architecture ,Stone decoration ,Fountains ,Aqua architecture ,Turkish architecture ,Çorum - Abstract
Çorum, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Bunun sonucu olarak da bu topraklar üzerinde sayısız kültür mirası bırakılmıştır. Bunlardan kimi günümüze gelebilmiş, kimi de yok olup gitmiştir. Bu mirasın bir parçası olan ve günümüze az da olsa ulaşabilen çeşmeler, tezimizin ana temasını oluşturmaktadır. XVIII., XIX. ve XX. yüzyıllara ait Geç Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde yapılan çeşmelerden Merkez'de 7, İskilip'te 20, Osmancık'ta 3 ve son olarak da Mecitözü'nde 2 çeşme tez kapsamına alınmıştır.Tez kapsamına aldığımız 32 çeşmeden 23'ünde toplam 29 kitabe bulunmaktadır. Kitabeler genel özellikleriyle, alçak kabartma yöntemi ile beyaz mermer üzerine işlenmiştir.İncelenen eserlerden Merkez'de sadece Müftü Pınarı Çeşmesi, Osmancık'ta ise Baltacı Mehmet Paşa Çeşmesi II'nin suyu akmaktadır. İskilip ve Mecitözü'ndeki çeşmelerin tamamının suyu akmaktadır.Ele alınan çeşmelerden Çorum'da bulunanlar sade görünümleriyle dikkat çekmektedir. Fakat İskilip'teki çeşmeler diğer örneklere göre cephe düzenlemeleri bakımından biraz daha hareketli tutulmuş, bunlarda ikili ve üçlü kemer dizilimlerine yer verilmiştir. Çeşmelerin büyük bir kısmı kesme taş malzeme ile yapılmış iken Çorum Merkez'de yer alan çeşmelerde tuğla malzemenin de kullanıldığı görülmektedir.Katalogda çeşmelerin detaylı tanıtımları yapılmış, değerlendirme ve karşılaştırma bölümünde ise bunların ortak özellikleri ve yakın örneklerle mukayeseleri yapılarak sonuca ulaşılmıştır. Corum has hosted so many important civilizations through the history. As a result of this, myriad cultural heritage has been left on these lands. Some of them could remain today but some already got destroyed. The fountains being the part of this heritage, that could reach today even though not many of them, are the main theme of this thesis.The fountains belonging to XVIII. XIX. XX. , that were built in late Ottoman and Republic periods, 7 of them in the centre, 20 in Iskilip, 3 in Osmancik and finally 2 in Mecitozu , were included in the content of thesis.There are overall of 29 inscriptions in the 23 out of 32 fountains around Corum and its surroundings. These inscriptions are mostly built through low raising method which are carved over white marbles.From these fountains, there is only one in the centre called Muftu Pinari Fountain and one in Osmancik, called Baltaci Mehmet Pasa Fountain II that are still flowing water. In Iskilip and Mecitozu, all the fountains are running the water.The Corum Fountains are significant due to their simplistic forms. However, comparing other ones, the fountains in Iskilip are built with more details, and they consisted of double and triple archway arrays. Most of the fountains have been built with stoneware, but it can be seen that brick materials also have been used in some fountains in centre of Corum. 244
- Published
- 2017
19. Akdağmadeni mimari eserleri
- Author
-
Boy, Nazim, Sağıroğlu Arslan, Aslı, and Sanat Tarihi Anabilim Dalı
- Subjects
Anatolia architecture ,Yozgat-Akdağmadeni ,Art History ,Churchs ,Architectural structure ,Sanat Tarihi ,Architectural ,Tombs ,Turkish-Islamic architecture ,Architectural works ,Turkish architecture ,Mosques - Abstract
Yozgat iline bağlı ilçe olan Akdağmadeni il merkezinin 100 km. doğusundadır. İlçe merkezi ve köylerinde yer alan mimari eserlerin detaylı olarak araştırılmadığı görülmüş olup, bu eksikliğin giderilmesi amacıyla `Akdağmadeni Mimari Eserleri` konulu bu çalışmaya karar verilmiştir. Çalışmaya arşiv ve kaynak taraması yapılarak başlanmış, sonrasında yapılan saha çalışması ile eserlerin fotoğrafları çekilmiş, mevcut olan plan çizimleri kontrol edilmiş, mevcut olmayanların ise çizimleri tarafımızca yapılmıştır. Tezin `Giriş` bölümünde tezin konusu, amacı, önemi, araştırmanın yöntemi ve konuyla ilgili kaynaklar hakkında detaylı bilgiler verilmiştir. İkinci bölümde Akdağmadeni ilçesinin tarihi coğrafyası ve genel tarihçesi hakkında kısa bilgi vermiştir.Üçüncü bölüm Akdağmadeni ilçe merkezi ile ilçeye bağlı köylerde bulunan beş kilise, bir cami, bir minare, bir zaviye, beş türbe, iki ticaret yapısı, iki çeşme, üç kamu yapısı ve dört sivil mimari eser örneği olmak üzere toplam 24 adet mimari eser detaylı olarak anlatılmıştır.Dördüncü bölüm, `Değerlendirme` başlığını taşımakta olup; bu bölüm tarihlendirme, mimari özellikler, malzeme teknik ve süsleme alt başlıkları altında katalog bölümünde tanıtılan 24 adet mimari eser değerlendirilmiş olup, her bir alt başlık altında mimari eserler çağdaşlarıyla ve benzer örnekleri ile de karşılaştırarak genel bir değerlendirme yapılmıştır. Tezin `Sonuç` bölümünde, yapılan çalışma neticesinde elde edilen bilgiler göz önünde bulundurularak konu özetlenmiş ve sanat tarihi açısından elde edilen sonuç vurgulanmıştır.Anahtar Kelimeler: Akdağmadeni, Kilise, Cami, Türbe, Çeşme, Zaviye, Karahisar-ı Behramşah. Akdagmadeni town, which is up to the province of Yozgat, is 100 km. east of the city center. It has been seen that the architectural works in the town center and the villages have not been investigated in detail, and it was decided to do this work on `Akdagmadeni Architectural Works` in order to overcome these deficiencies. The work was started by scanning the archive and the source, and afterwards the field work was done; the photographs of the works were taken; the existing plan drawings were checked, and the drawings of the non-existing ones were made by me.In the `Introduction` section of the thesis, detailed information is given about the subject of thesis, aim, importance, method of research and related resources.In the second part, brief information about historical geography and general history of Akdagmadeni district was given.The third section consists of a total of 24 architectural works in detail, including five churches, a mosque, a minaret, a mine, five tombs, two commercial buildings, two fountains, three public buildings and four examples of civil architectural works in the town center of Akdagmadeni and near villages.The fourth chapter carries the title `Evaluation`; this section has evaluated 24 architectural works introduced in the catalog section under the titles of dated, architectural features, material techniques and ornaments. A general evaluation was made by comparing architectural works with contemporary examples and similar examples under each subheading.In the `Conclusion` section of the thesis, the subject is summarized by taking into account the information obtained from the study, and the result obtained in terms of art history is emphasized.Keywords: Akdagmadeni, Church, Mosque, Tomb, Fountain, Zawiya, Karahisar-i Behramsah. 306
- Published
- 2017
20. Anadolu Selçuklu Dönemi mimarisinde kullanılan seramik yüzey kaplamalarının araştırılması, günümüz mimarisinde yorum ve uygulamaları
- Author
-
Doğan, Şeref, Başeğit, Yücel, and Seramik Ana Sanat Dalı
- Subjects
Ceramics ,Art History ,Ceramic coating ,Fine Arts ,Ceramic covering equipments ,Sanat Tarihi ,Architectural ,Güzel Sanatlar ,Seljuks Period ,Brick ,Tile ,Anatolian Seljuks ,Turkish architecture - Abstract
Seramik insanoğlunun yaşamına giren kutsal bir malzemedir. İlk çağlardan beri günlük ihtiyaçları karşılamak, dini amaçlar ve süsleme aracı olarak renk, doku ve hacim sınırsızlığında uygarlık tarihinde insanoğlunun en yakın dostu olmuştur. Kerpiç'in yapı malzemesi olarak kullanılmaya başlanmasıyla birlikte pişmiş yapı malzemesine dönüşme serüveni; seramiğin, ısıya dayanıklılık, suya ve soğuğa karşı direnç gösterme, süslemeye elverişlilik gibi cazip özelliklerinin fark edilmesiyle iç ve dış mimarinin ayrılmaz bir parçası olmuştur. Yakın coğrafyadaki Mezopotamya, Mısır, Hindistan ve Anadolu'da tarihin ilk örnekleri üzerinde temellenen mimari seramik tanımı, modern sanatın başlamasıyla yeniden şekillenmiştir. 19.yy da Endüstri Devrimiyle birlikte mimarinin gelişim ve değişimine paralel olarak seramik malzeme de sanatsal ve işlevsel özelliğini kaybetmeden tarihsel değerlerini geliştirerek modern mimarideki yerini almıştır. Bu araştırmada Anadolu Selçuklu Dönemi mimari seramik kaplamaları ile birlikte Anadolu Selçuklu Sanatının Günümüz Mimari seramiklerine yansımaları da ele alınmıştır. Kökenini Anadolu Selçukludan alan mimari kaplama seramiği konulu atölye çalışmalarında, öncelikle bir mekân tespit edilmiş, tasarımlar bu mekâna uygun olarak hazırlanmış ve seramik pano çalışması yapılmıştır. Ceramic which has come into human being's life, is a sacred material. Since the first ages it has become the intimate friend of human being while satisfying the daily needs, religious and decoration purposes with limitless color, texture and volume properties during the history of civilization. By starting the usage of mudbrick as a construction material, transformation adventure ending with fired construction material and distinguishing the attractive properties of ceramic like durability against heat, resistance to hot and cold, being suitable for decoration, it has become an inseparable part of both inner and outside architecture. The definition of ceramics which was formed with the first examples in nearby geography, Mesopotamia, Egypt, India and Anatolia, has been reshaped with the beginning of modern art. With the industrial revolution in 19th century, as being parallel to the development and evolution of architecture, ceramic material has taken its place in modern architecture without losing its functional and artistic properties. In this research both Anatolian Seljuks period architectural ceramic coatings and reflection of Anatolian Seljuks Art over modern architectural ceramics are discussed. In the workshop productions with the topic of architectural ceramic coatings which was rooted in Anatolian Seljuks, first of all an application place was determined, then suitable designs were prepared according to that place. Later on ceramic panel was produced and applied. 96
- Published
- 2016
21. Aydın'da Türk devri kamu yapıları
- Author
-
Yilmaz, Muzaffer, Karpuz, Haşim, Enstitüler, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı, and Sanat Tarihi Anabilim Dalı
- Subjects
Republican Period ,Art History ,Architectural characteristics ,Public buildings ,Architecture ,Kamu binaları ,Sanat Tarihi ,Aydın ,Mimarlık ,Turkish architecture ,Mimari özellikler - Abstract
Mimarlık, esas itibariyle bir düşüncenin ürünüdür. Felsefi bir arka planı olmayan herhangi bir mimari yapıttan söz etmek, neredeyse imkânsızdır. Nitekim bir cami ya da kiliseyi din olgusundan ya da bir bedesteni ticaret kavramından bağımsız olarak düşünmek mümkün değildir. Bu durum kamusal kimlik taşıyan yapılar içinde geçerlidir. Klasik anlamıyla Tanzimat sonrası Türk mimarlık tarihinin yenilikleri olan kamu yapıları, esas itibariyle değişen bir devlet anlayışının mimariye yansımalarıdır. Değişen düzende, devlet ile millet arasındaki irtibatın sağlandığı alanlar olan kamu yapıları, bazen bir hükümet konağı, bir postane, bazense bir istasyon binası, bir okul olarak karşımıza çıkmaktadır. Şehirleri süsleyen ve fonksiyonellik esasına göre inşa edilmiş olan bu yapılar, ebatları ve cephe tasarımlarıyla aynı zamanda siyasi iradenin kentlerdeki yüzünü de temsil etmektedirler. Aydın ili sınırları içerisindeki Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerine ait kamu yapılarının ele alındığı bu çalışmayla il sınırları içerisindeki yedi ayrı türle ilişkili, bir yönüyle tamamı birbirinden farklı, bir yönüyle ise tamamı birbiriyle bağlantılı olan 32 adet eser incelenerek değerlendirilmiştir. Kataloglama yöntemiyle ele alınan ve benzer örneklerle karşılaştırmaları da yapılan çalışma esas itibariyle; bir dönemin Anadolu'suna, bir kent ölçeğinde, mimariyi kullanarak ve kamu yapılarını merkeze koyarak yapılan bir bakışın ürünüdür., Architecture is basically the product of an idea. To speak of an arcitecture that hasn't a philosophical background is aşmost impossible. It is impossibel to think a mosque or church from the fact of religion or a covered bazaar from the conception of trade independently. This situastion is valid for the buildings that hold public identity. Classically, Public buildings, which are innovations of Turkish Architecture History after Tanzimat Reform Era are the reflections of sense of a state. In the changing layout, the public buildings, which are the areas in which the communication between the state and the nation has been provided, sometimes appear to be a government office or post office and station building or school. These buildings, which are built according to the principle of functionality, represent the face of the political power in cities with their face-designs. With this work in which the public buildings of Ottoman and Republic Period within the boundaries of Aydın province, 32 work of arts, which are different than each other with one aspect and are connected to each other with another aspect and related to the seven different types, have been evaluated by being examined. Basically, the work, which has been operated with the categorizing method and whose comparisons have been made with the similar examples, is the product of a view which was formed by the use of architecture and centralization of the public buildings in urban scale and Anatolian of one period.
- Published
- 2015
22. Mimar Sinan'ın İstanbul'daki camiilerinin minber bezemeleri
- Author
-
Dağli, Hakan, Duran, Gülnur, and Geleneksel Türk El Sanatları Anabilim Dalı
- Subjects
Illumination art ,Mimar Sinan ,Interior architecture ,Turkish illumination art ,Turkish architecture ,Decorative art ,Art History ,Turkish handcrafts ,Sanat Tarihi ,Crafts ,Minbar ,El Sanatları ,Traditional architecture ,Mosques - Abstract
Kültürel varlıklar bir milletin belleğinde yeri ve önemi itibari ile son derece önemli tarihi eserlerdir. Bu eserler sanatsal birikimleri ile günümüzde ayna tutan medeniyet izleridir. Bu toplumun uygarlığı, sanat eserleri ve kültür varlıklarıyla simgelenir.Kültür sanat tarihimizin önde gelen önemli sanatkârı Mimar Sinan, eserleri ve yakalamış olduğu estetik değer ile insanlığı kendisine hayran bırakmaktadır. Mimarlık tarihinin en sade ve ideal formlarını yakalayarak büyük bir zenginlik elde etmiştir. Sadelik içinde zenginliği arayan Sinan, yapılarında bezemeye çok az yer veren mimar olmuştur. Bezeme unsurunu en az oranda kullanmasına rağmen eserleri şaşılacak derecede zengin ve gösterişlidir.Tez çalışmama öncelikle literatür taraması yaparak başladım. İstanbul ile sınırlarıma yapmış olduğum tezimde Mimar Sinan'ın yapılarının listelerini çıkararak başladım. 500'e yakın eser üreten Sinan İstanbul'da 53 adet camii inşa etmiştir. Bu camilerden 43 tanesi günümüze ulaşmıştır. Günümüze ulaşmış camilerden 43 tanesi günümüze ulaşmıştır. Günümüze ulaşmış camiler tek tek incelenerek minberlerinin dönemini yansıtıp yansıtmadığını yerinde tespit ettim. Sonrasındaki araştırmalarımda Sinan Minberleri hakkında bir çalışmanın olmadığını, çok büyük ve önemli camilerin minberlerin hakkında dahi bir tespit yapılmadığını gördüm. İncelemelerimde Sinan üslubunu yansıtan onbeş minberin bulunduğunu, iki minberi (Piyale Paşa Camii, Sinan Paşa Camii) detaylarda bu üslubu yansıtmadığını düşünerek Vakıflar Bölge Müdürlüğü arşivine ulaştım. Yapmış olduğumuz arşiv taraması sonucunda herhangi bir kayıda ulaşamadık. Bu iki cami ile emin olamadığımız için inceleme yaptığımız camilerin içerisine ekledik.Yapmış olduğu eserlerde bezeme elemanlarını sınırlı tutan Sinan, döneminin nakkaşhane ustalarının elinden çıkan desenlerde minberleri mücevher gibi işlenmiştir. Minberlerinde ve desenlerinde hiçbir zaman tekrara gitmemiş, her camiinin mimarisi ile bütünlük teşkil edecek mimari çözülmemler ile minberleri işlenmiştir. Cultural properties are extremely important historical artifacts with respect to their place and significance in a nation's memory. These artifacts are the trails of civilization that shed light on our present. Civilization of such society is symbolized with artworks and cultural properties.Sinan the Architect, the prominent artisan of our cultural and art history, impresses the humanity with his works and the aesthetic value that he attained. He achieved great wealth by attaining the most simple and ideal forms in the history of architecture. Seeking the wealth in simplicity, Sinan was an architect that used very few ornaments in his structures. Although he used the element of ornament minimally, his works are astonishingly rich and elaborate.I've started working on my thesis with literature review. I began my thesis on İstanbul and provincial borders with making a list of Sinan the Architect's structures. Sinan produced approximately 500 works and 53 of them were mosques in İstanbul. 43 of them survived. I've examined the survived mosques one by one and identified on location whether the minbars reflects the respective era or not. In subsequent stages, I've found out that there is no study on the Minbars of Sinan, and the minbars of colossal and important mosques were never identified. I've identified fifteen minbars reflecting Sinan's style and based on my point of view that the two minbars (Piyale Pasha Mosque, Sinan Pasha Mosque), examined in detail, did not reflect such style, I've reached the archives of Regional Directorate of Foundations. We were unable to find any record in our review of the archive. We've included these two mosques that we are unsure of in the mosques that we've examined.Using very limited ornamental elements in his works, Sinan worked on the minbars as jewelry with the patterns made by the mural masters of the era. He never repeated himself in his minbars and patterns, and he worked on the minbars with architectural solutions which will form an integrity with the architecture of each mosque. 291
- Published
- 2015
23. Başlangıcından II. Mehmet Dönemine kadar Türk Milli Mimarlığının evrimi
- Author
-
Tokat, Esra, Sönmez, Mehmet Zeki, and Sanat Tarihi Anabilim Dalı
- Subjects
Turkish art ,Art History ,Architecture ,Architectural history ,Sanat Tarihi ,Mimarlık ,Art history ,Turkish architecture - Abstract
`Başlangıcından II. Medmet Dönemine Kadar Türk Milli Mimarlığının Evrimi` adlı araştırmada, Türklerin ilk olarak yerleşik hayata geçerek düzenli bir devlet kurdukları Karahanlılar devrinden, Osmanlı'nın halen ulusal kimlik çizgisini takip ettiği ve henüz imparatorluk sistemine geçmediği erken dönemine kadarki imar çalışmaları ele alınmıştır. Araştırma konumuzu kapsayan zaman dilimi içerisinde yer alan eserler bir katalog çalışması olarak sunulmamış, söz konusu dönemde inşa edilmiş yapılar arasında milli Türk kimliğinin başlangıç, oluşum ve gelişim aşamalarının takip edildiği mimari ürünler seçilmiştir. Çalışmamızın amacı, kapsamı ve yönteminin ifade edildiği I. Bölüm'ün ardından, II. Bölüm, Milli Türk Sanatı ve Mimarisinin oluşumu ve kaynakları üzerinde bir anlatımı içermektedir. Araştırmamızın Anadolu öncesi Türk mimarisinde milli kimliğin sorgulandığı III. Bölümü'nde ise Karahanlı, Gazneli ve Büyük Selçuklu devletleri dönemlerinde ortaya konmuş Türk mimari eserleri ve Anadolu mimarisine tesirleri anlatılmıştır. Ardından, Anadolu'daki Türk mimarisinin başlangıcı olan Erken Türk/Türkmen Beylikleri, Anadolu Selçuklu Devleti ve 14. yüzyıl Beylikler dönemi eserlerinde geçmişten beri süregelen gelenekler ve nihayetinde Osmanlı dönemine yansımaları konu edilmiştir. IV. Bölüm'de konunun genel bir değerlendirmesi yapılmış ve V. Bölüm'de çalışmanın sonucunda ortaya çıkılan veriler ve düşünceler belirtilmiştir. Anahtar Kelimeler: Mimarlık, Sanat, Türk Mimarisi, Sanat Tarihi In the research `Evolution of the Turkish National Architecture from Beginning until the Period of Mehmet the Second` the public work movements are discussed from the time where the Turks established a regular state by passing settled life for the first time in Karakhanids era until Ottomans early times, where they didn't pass imperial system yet and followed their national identity line. The works that take place in the time phrase, which covers our research topic are not presented as a catalog work; instead architectural works have been selected, among structures built in the mentioned period to examine the stages of initiation, formation and evolution of national Turk identity. The purpose of our study touches on the expression of scope and the method in Part I, thenceforth explanation on the formation and sources of National Turkish Art and Architecture in Part II.The influence of the works, that produced in the period of Karakhanid, Ghaznavid and Great Seljuk State, on Turkish architectural works and Anatolian architecture are described in the Part III of our research where national identity questioned in pre- Anatolian Turkish architecture; Followed by the reflections of traditions on Ottoman era, on-going from the periods of early Turk / Turcoman Principalities, Anatolian Seljuk State and 14th century Principalities' works, which are origin of the Turkish architecture in Anatolia.General assessment of the issues have been made in Part IV; Datas and thoughts leading up to result have been indicated in Part V.Keywords: Architecture, Art, Turkish Architecture, Art History 579
- Published
- 2015
24. İstanbul'da batılılaşma etkisindeki Osmanlı kagir sarayların bahçe kapıları
- Author
-
Toptaş, Rahşan, Toptaş, Rahşan, and Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı
- Subjects
Art History ,Portals ,Palaces ,Sanat Tarihi ,Ottoman State ,Ottoman architecture ,Westernization ,Doors ,Ottoman Period ,Turkish architecture - Abstract
Bu tezin amacı Türk Mimarisi'nde taç kapı gelişimini Saray Mimarisi çerçevesinde ele almak ve taç kapıların geçirdiği değişimlerin Batılılaşma Dönemi Osmanlı Mimarisi'ndeki durumuna vurgu yapmaktır. Bu amaç çerçevesinde Osmanlı Devleti'nin Batılılaşma sürecinde geçirdiği sosyal, kültürel ve sanatsal değişim dönemler halinde ele alınarak anlatılmıştır. Orta Asya'da kurulan ilk Türk Devletleri'nden başlanarak, İlk Türk İslam Devletleri'nin saray mimarileri üzerinde durulmuş, bu devletler tarafından ortaya konulan kapılar tanıtılmıştır. Türklerin Anadolu'ya göçleri ile Anadolu'da kurulan Türk Devletleri'nin saray yapıları ile Orta Asya Saray Mimarisi karşılaştırılmıştır. Osmanlı Mimarisi'nin ilk dönemlerinde ortaya konulan saray yapıları tanıtılmış bu yapıların Anadolu'da yapılan İlk Türk Sarayları ile bağlantısı ortaya konulmuştur. Saray mimarisi açısından incelenen bu yapıların taç kapıları, yapılardaki konumları, işlevleri ve mimari özellikleri açısından incelenmiştir. Osmanlı Devleti'nin Klasik Dönem Saraylarının bünyelerinde bulunan taç kapılar araştırılmış ve konumuz ile ilgili taç kapılara değinilmiştir. Batı Mimari'sinde ortaya konulan zafer takları üzerinde durulmuştur. Zafer taklarının özellikle Dolmabahçe Sarayı Hazine Kapısı ile benzerlikleri belirtilmiştir. Kapıların Avrupa'da özellikle Fransa, Almanya ve Avusturya gibi ülkelerdeki çağdaşları tespit edilmeye çalışılmış benzer ve farklı yönleri sunulmaya çalışılmıştır. Kapıların üzerinde bulunan bezeme programı, plan özellikleri ve boyutları incelenmiştir.Çalışmamız sonucunda Osmanlı Devleti'nde görülen Batılılaşma sürecinin Saray Mimarisi'ni yoğun bir şekilde etkilediği görülmüştür. Saray yapılarında yer verilen taç kapıların bu değişimi ve etkileşimi yansıtan önemli yapısal birimler olduğu ve Batılılaşma Dönemi Osmanlı Mimarisi'nde görülen Batlı üslupların taç kapılar üzerinde yapıldıkları dönemin üslup özellikleri ile uygulandığı görülmüştür.Anahtar Kelimeler :Taç Kapı, Batılılaşma, Saray The purpose of this thesis is to study the development of adorned Gates in courtly architecture and to emphasize on the situation of the cahanges in Adorned Gates of Ottoman Architecture in Westernization period. Fort his purpose, the social, cultural and artistic changes, which Ottoman Empire experienced in Westernization period, are related as regards to their periods. Begining with The First Turkic States in Central Asia, the courtly architectures of the first İslamic Turkish States are studied, a description artefacts of those times are given. The court structures of the Turkish state founded after the immigration of Turks into Anatolia and Central Asian courtly architecture are compared. A description or courts built in early Ottoman period is given and the link of them to the first Turkish palaces in Anatolia is traced. The adorned Gates of these structures, studied as an example of courtly architecture are described with their positions, functions and architectural features. And then, the courts built in Ottoman Classic Period of Architecture are studied and the adorned Gates They include are described in detail. The adorned Gates in Western Architecture are mentioned, and in this context the triumphal archs are illustrated and their possible relationships of them to court Gates, the subject of this thesis, are researched. The ornaments above the Gates are drawn in detail, the architectural features and sizes of Gates are described in detail.As a result of our research, it is seen that Westernization Period in Ottoman History had a great influence on courtly architecture. İt is seen that the adorned Gates in palaces are important structural units which reflect this change and development and the Western styles seen in Ottoman Architecture of Westernization period are applied on adorned Gates with the stylistic features of the time.Keyword :Portal, Westernization, Palace 249
- Published
- 2014
25. Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi başkentlerinde banka yapıları (1850-1950)
- Author
-
Altuntaş, Aysun, Sönmezer, Şükrü, and Sanat Tarihi Anabilim Dalı
- Subjects
Republican Period ,Art History ,Bank buildings ,Banks ,Architectural characteristics ,Architectural structure ,Sanat Tarihi ,Ankara ,Ottoman architecture ,Istanbul ,Ottoman Period ,Turkish architecture - Abstract
Ülke ekonomisinin temel faktörlerinden olan bankacılık sistemi 19. yüzyıl ortalarından başlayarak Osmanlı İmparatorluğu topraklarına girmiştir. Bununla birlikte yeni bir yapı gurubunun mimarlık ve sanat tarihinde varlığı söz konusu olmuş ve çalışma konusu dahilinde banka yapıları incelenmiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti İstanbul'da ortaya çıkan ve bankacılık hizmeti vermek amacıyla kurulmuş olan banka yapıları, Türkiye Cumhuriyeti başkentinin Ankara olmasıyla yeni inşa alanını da bu yeni kente taşımıştır. İstanbul'da 1850-1923 yılları arasında yani Tanzimat Dönemi Mimarlığı içinde incelenen banka yapıları, 1923'te yeni başkent Ankara'da, Ulusal Mimarlık Dönemi'nin son devri olan 1950 yılına kadar olan süreçte incelenmiştir.Bu tez çalışması genel olarak altı bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde bir giriş metni oluşturulduktan sonra, tezin amaç, kapsam ve yöntemi ele alınmıştır. Sonra bu bölümde, bankacılık faaliyetlerinin ortaya çıkışı, Anadolu ve Batı medeniyetlerindeki farklı kültür ve uygarlıklarda nasıl bir ilerleme gösterdiği anlatılmıştır. Daha sonra da bu giriş bölümünde, 1850-1950 yılları olarak belirlenen bir yüzyıl aralığındaki mimarlığın özellikleri ve gelişimi incelenerek farklı üsluplar içinde mimarlık dönemlerinin değerlendirmesi yapılmıştır.Tezin ikinci bölümünde, Osmanlı topraklarına giren bankacılığın gelişimi anlatılmıştır. Bu bölümde alt başlıklar halinde, başkent İstanbul'da bu faaliyetlerin gerçekleştiği banka kuruluşlarına kısaca yer verilerek, banka yapılarının İstanbul'da yoğun olarak gelişme gösterdiği Karaköy Bankalar Caddesi'nin ortaya çıkışı ve gelişimi incelenmiştir. Çalışmanın üçüncü bölümünde, Cumhuriyet Dönemi bankacılık faaliyetlerine değinilerek, bu bölümde alt başlıklar halinde Ankara'nın başkent oluşu ve kentsel yapısı incelenmiş ve Başkent Ankara'daki Bankalar Caddesi'nin gelişimi anlatılmıştır. Dördüncü bölümde, İstanbul'daki banka yapıları katalog sistemi içinde ele alınıp, yapılar tarihçeleri, plan, cephe özellikleri, süsleme, yapım teknikleri ve malzemeler yönünden ayrıntılı olarak incelenmiştir. Bu bölümü takip eden Ankara'daki banka yapıları da İstanbul'da incelenen yapılarda olduğu gibi aynı katalog sistemi ile ele alınıp üzerinde çalışılmıştır. Tezin altıncı bölümünü oluşturan değerlendirme ve sonuç kısmında yapılar, öncelikle tek olarak yansıttıkları önemli özellikleriyle, sonra bulundukları kent içindeki diğer yapılarla varsa benzerlikleri ve farklılıkları içinde, daha sonra da her iki başkentteki yapılar birbirleriyle karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir. Ayrıca Batı'daki ve Türkiye'deki diğer yapı örnekleriyle benzer cephe ve mimari özellik gösteren bazı yapılar, katalog içinde tespit edilmiş ve incelenmiştir. Son olarak, bu bölümün devamında mimarlık ve sanat tarihi adına söylenebilecek sonuçlar çıkarılmaya çalışılmıştır.ANAHTAR KELİMELER: Osmanlı Mimarisi, Cumhuriyet Dönemi Mimarisi, İstanbul, Ankara, Banka Yapıları The basic factors of the country's economy is the banking system starting from the middle of the 19th century, the Ottoman Empire entered the territory. However a new build group architecture and has been involved in the history of the presence and work of art in question are explored within the bank structures. The Ottoman Empire emerged in İstanbul, the capital and banking service was established to the bank structures, being newly built Ankara, capital of Turkey Republic area moved to these new towns. Between the years 1850-1923 in İstanbul that the Tanzimat Period Architecture in the investigated bank structures, new capital Ankara in 1923, National Architecture Era, the era of 1950 is examined in the process.This thesis in General consists of six chapters. In the first part a introductory text after it has been created, the purpose, scope and method of thesis is discussed. Later in this chapter, the emergence of banking activity, the different cultures and civilizations in Anatolia and Western civilizations are described how progress shows. After this introduction, 1850-1950 in the range of a designated as century architecture are different by examining stylistic features and development in evaluation of the architectural period have been made.In the second part of the thesis, describes the development of banking entering the territory of the Ottoman Empire. In this section, if the subheadings, these activities took place in İstanbul, the capital of the Bank by giving brief, as demonstrated by the intense development of bank structures in İstanbul Karaköy Bankalar Caddesi, the emergence and development of explored. In the third part of the study, by the banking activities in the Republic period, reflected in the subheadings in this section consists of the capital of Ankara and the urban structure was studied and described the development of Bankalar Caddesi in Ankara, the capital. Fourth part of İstanbul, the bank structures catalog system in buildings, and histories, the plan, the façade features decorations, construction techniques and materials have been studied in detail in terms of. This section follows the structure of the Bank in Ankara, İstanbul is the same as the investigated structures catalog system and tried on.The sixth part of thesis evaluation and conclusion of structures, primarily as one of the important features that they reflect, if other structures within their cities after their similarities and differences, then in both the capital structures was evaluated in comparison with each other.Also in the West and Turkey in the other building facades and unique architecture with examples of property shows some buildings, have been identified in the catalog and explored. Finally, the continuation of this section on behalf of architecture and art history to say the results have been tried for removal.KEYWORDS: Ottoman Architecture, The Architecture of the Republican Era, İstanbul, Ankara, Bank Structures. 192
- Published
- 2014
26. Bazı örnekleriyle İzmir konutlarında kapılar
- Author
-
Çetiner, Ebru, Bubur, Rüçhan, Türk Sanatı Anabilim Dalı, and Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Subjects
Art History ,Türk Sanatı A.B.D ,Izmir ,Dwelling house ,Sanat Tarihi ,Architectural ,Houses ,Doors ,19. century ,Housing architecture ,Turkish architecture - Abstract
19. yüzyıl boyunca İzmir, canlı ticaret hayatı nedeniyle birçok etnik grubun bir arada yaşadığı kozmopolit bir kent görünümündedir. Şehrin mimarisini de etkileyen bu demografik yapı, yeni bina türlerinin kent siluetine katılmasını sağlamasının yanı sıra, özgün bir sivil mimari de yaratmıştır. Ortak bir coğrafyanın, kültürün ve beğeninin sonucunda yöreye özgü bir yapı türü olarak şekillenen İzmir evlerine ait kapılar, dönemin mimari anlayışını, ekonomik düzeyini ve kullanıcılarının kimliğini yansıtan en önemli unsurlar olarak ön plana çıkarlar. Bu çalışmada Mithatpaşa Caddesi ve civarında yer alan örnekleriyle, 19. yüzyıl sonu- 20. yüzyıl başına tarihlenen İzmir evlerine ait kapılar incelenmiştir. İzmir'in coğrafi konumu ve 19-20. yüzyıldaki tarihsel gelişiminden söz edilmiş, giriş/kapı kavramları ve bu kavramlara ilişkin tanımlamalar ele alınmıştır. Çalışma, Mithatpaşa Caddesi 'nin kısa tarihçesini de içermektedir.Çalışmamızda, araştırma alanımız içinde yer alan 80 adet konut kapısı, fotoğraf ve çizimlerle desteklenen bir katalog ile tanıtılmış, değerlendirme, karşılaştırma ve sonuç bölümleri ile çalışma tamamlanmıştır. Izmir has the characteristics of a cosmopolitan city during 19th century in which many ethnic groups lived together because of its vibrant commercial life. This demographical structure, also influencing the architecture of the city, has created a unique civil architecture besides addition of new construction types to the city silhouette. Doors of Izmir houses that are shaped as an indigenous construction type as a result of shared geography, culture and admiration are the most important components that reflect architectural understanding, economic level of the current period and unique identity of their users.Examples on the Mithatpaşa Street and its surrounding and doors of Izmir houses dated as end of 19th century and beginning of 20th century are investigated in this study. Geographical location of Izmir and its historical development in the 19th-20th centuries are mentioned. Entrance and door concepts and definitions concerning these concepts are given. The study is also included brief history of Mithatpaşa Street's. Doors of 80 houses located within our research area are introduced in our study by means of a catalogue that is supported by photographs and drawings; and study is completed with evaluation, comparison and conclusion sections. 403
- Published
- 2014
27. Anadolu'da Lale Devri mimarisi (İstanbul dışı örnekler üzerine bir araştırma)
- Author
-
Atak, Erkan, Uysal, Ali Osman, and Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı
- Subjects
Art History ,Ornamentations ,Sanat Tarihi ,Anatolia ,Ottoman State ,Architectural ,Damat İbrahim Pasha ,Ahmed III ,Tulip Period ,Ottoman Period ,Turkish architecture - Abstract
Osmanlı İmparatorluğu XVII. yüzyılda baş gösteren iç karışıklıklar ve kaybedilen savaşlar neticesinde bir duraklama ve gerileme dönemi içerisine girmiştir. Özellikle yüzyılın ikinci yarısında gerçekleştirilen II. Viyana Kuşatması'nın başarısızlıkla sonuçlanması devletin ekonomik açıdan sarsılmasına neden olmuştur. Bu durum katlanarak XVIII. yüzyıla sarkmıştır. 1703 yılında devletin başına geçen III. Ahmed devletin bu buhrandan kurtulmasını sağlamak için birtakım ıslahatları hayata geçirmiştir. Yüzyılın başlarından itibaren Avrupalı Devletlerle savaştan ziyade diplomatik ilişkilere dayalı bir politika izlenilmeye başlanmış ve Pasarofça Antlaşması'ndan sonra Sadrazam olan Nevşehirli Damat İbrahim Paşa ile birlikte birçok alanda köklü değişikliklere gidilmiştir. Osmanlı Devleti'nde `Lale Devri` olarak adlandırılan 1703-1730 arası yıllar birçok alanda olduğu gibi mimaride de birtakım değişimlerin yaşandığı bir geçiş dönemidir. Bu dönemde büyük ölçekli külliyelerin yerini daha mütevazi ölçülerde medrese merkezli külliyeler almıştır. Buna karşın Damat İbrahim Paşa'nın memleketi Nevşehir'de yaptırdığı külliye genel yerleşim şeması ve bünyesinde barındırdığı birimlerle geniş ölçekli klasik dönem külliye özelliklerini devam ettirir. Külliyenin bu tarzda inşa edilmesinde Damat İbrahim Paşa'nın büyük etkisi olduğu mevcut vakfiyelerden anlaşılmaktadır. Müstakil yapılarda ise mimari anlamda münferit birkaç ayrıntı haricinde bir yenilik gözükmemekle birlikte süsleme alanında belirli motiflerin yaygınlık kazandığı görülür. Bu değişimin yaşanmasında Yirmisekiz Mehmet Çelebi Efendi'nin Fransa'ya elçi olarak gönderilmesinin etkisi büyüktür. Zira Yirmisekiz Mehmet Çelebi Fransa'nın farklı şehirlerinde yaptığı gözlemleri bir rapor haline getirerek saraya sunmuştur. Söz konusu raporda Fransız mimarisi ve kültürü anlatılmaktadır. Dönemin başkenti İstanbul'da öncelikle sivil yapılarda görülmeye başlayan değişim dini yapıların süsleme programların da bir ölçüde kendini göstermiştir. Bu değişimin yansımalara Anadolu'daki çağdaş örneklerde de kendini göstermiştir. Özellikle döneme damgasını vuran Sadrazam Damat İbrahim Paşa başta olmak üzere Kaymak Mustafa Paşa, Hüseyin Paşa, Nasuh Paşa ve Rızvan Ahmed Paşa gibi tanımmış simaların baniliğini yaptığı eserlerde bu değişim daha net izlenir. Anahtar Kelimeler: Lale Devi, III. Ahmed, Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, Süsleme As a result of riots and wars lost during 17th century, Ottoman Empire entered stagnation and devolution period. Failure of the Second Siege of Vienna that took place in second half of the 17th century caused the economy of the state to be shaken. This situation increased exponentially and continued during 18th century. III. Ahmed who succeeded to the throne in 1703 implemented certain reforms in order to get rid of this crisis. Beginning of this century, a diplomatic relation policy instead of wars with European States was adopted and drastic changes in many areas were made with Nevşehirli Damat İbrahim Pasha who became Grand Vizier after the Treaty of Passarowitz. In Ottoman Empire the period between 1703 and 1730 called `Tulip Era` is regarded as transition period that experienced many changes in various areas as in Architecture. In this period medrese based modest Islamic Ottoman social complexes took place of large-scale Islamic Ottoman social complexes. However, Islamic Ottoman social complex builded with the order of Damat İbrahim Pasha in Nevşehir, the hometown of him, carries large-scale social classical complex features in terms of its general settlement schema and units that it has. It is understood from existing endowments that Damat İbrahim Pasha had a major impact on the complex to be built in this style. In detached units of the complex an innovation except for a few details appear in the architectural sense, although certain motifs are seen to gain prevalence in the area of ornament. Sending the 28th Mehmet Çelebi Efendi to France as an ambassador had a great influence on these changes because he presented his observations that he had made in different cities of France as a report to the Palace. In this report French architecture and culture were mentioned. The change is started to be seen first especially in public buildings of Istanbul, capital city of that era, then showed itself extensively in ornament program of religious buildings. This reflection of the change can be seen in contemporaries of Anatolian architecture. This change can be seen clearly in the works that was constructed by the patronage of some well known figures who marked the period such as Grand Vizier İbrahim Pasha in particular, Kaymak Mustafa Pasha,Hüseyin Paşa,Nasuh Pasha and Rızvan Ahmed PashaKey words:Tulip Era,III. Ahmed,Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, Embellishing 1162
- Published
- 2014
28. Cumhuriyet Dönemi mimarlığının siyasal, ekonomik ve sosyal gelişmeler paralelinde modernleşme süreci 1950-2000
- Author
-
Özakbaş, Derya, Sönmez, Mehmet Zeki, and Sanat Tarihi Anabilim Dalı
- Subjects
Republican Period ,Typology ,Art History ,Architecture ,Architectural history ,Sanat Tarihi ,Mimarlık ,Modern architecture ,Turkish architecture ,Modernization - Abstract
Türk mimarisinin 1950-2000 yılları arasındaki modernleşme sürecini incelediğimiz tez çalışmamızda, ülke içinde yaşanan ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel değişimlerin mimarlık ortamına yansımaları diğer taraftan modernleşme alanında örnek alınan yabancı ülkelerin etkisi belirlenmeye çalışılmıştır. Sözü edilen 50 yıllık sürecin mimarlık serüvenine bakıldığında bir muhtıra ve iki darbe süreciyle karşılaşılması, ortamın kısıtlama ve özgünleşme yolunda engellendiği gerçeğini ortaya koymaktadır. Ortama bu perspektiften bakıldığında, Türk mimarisinin modernleşme trenindeki yolculuğunun Batı ülkelerindeki kadar özgür ve özgün geçmediği açıktır. Birçok değişik tarzın aynı anda uygulandığı 50 yıllık süreçte yapı tipolojileri konut, sanayi eğitim, sağlık ve ticaret binaları, resmi, dini ve kültürel binalar ile konaklama tesisleri olarak kendi içinde gruplanabilir. En büyük nedenlerini içgöç ile doğal afetlerin oluşturduğu ve Türk mimarisinde en büyük paya sahip konut alanında 1950lerde başlayan yoğunluk, 2000li yıllara kadar çoğalarak devam etmiş ve özellikle 70li yıllarda üst seviyelere ulaşmıştır. Konut tipolojisinin müstakil ev, apartman ve toplu konutlarla başlayan mimari yolculuğu gökdelen, studio daire, rezidanslar ve akıllı evlere uzanmış ancak gecekondu kültürü de mimari mozaikte her daim var olmuştur. 1970lerde etkinleşmeye başlayan turizm sektörü, bu alandaki yapıların inşasına hız kazandırırken, bacasız sanayi için asıl önemli adımların 80lerde atılmaya başlandığı ve 90larda da doruğa ulaştığı görülmektedir. Fonksiyonalist ve birbirini andıran otel yapılarından tatil köylerine ve tematik komplekslere gidilen süreçte, özgün denemeler kadar kitsch uygulamalara da yer verilmiştir. Ülke gelişimi için sanayinin gerekliliğinin devlet tarafından anlaşılıp sektörün desteklemesi, sanayi yapılarının gelişiminde önemli noktayı oluşturmaktadır. Bu yolda işlevsel ve mütevazı oluşlarıyla dikkati çeken erken dönem yapılarının yerine modernleşme sürecinin gelişmiş teknolojisi ve inşaat malzemelerinin kullanıldığı, geniş alanlar üzerine planlanan, büyük boyutlu, yeni tipolojili sanayi yapıları inşa edilmeye başlanmıştır. Prestij yapıları olarak adlandırılan ticaret yapıları ise birçok yapı grubunu içine alan, gücün simgeleştiği ve mimarlara özgün denemelerin yolunu açan, büyük şehirlerdeki çok katlı yapılardan oluşmaktadır. Alışveriş merkezleri, iş hanları, iş merkezleri, büro binaları, plazalar, gökdelenler, rezidanslar olarak birkaçını verdiğimiz bu prestij yapıları, gerek formları ve görünümleri, gerekse yükseklikleri ile bulundukları şehirlerin simgesi haline gelen hatta kentlerin siluetlerini belirleyen yapılar olarak zamanla kutsallaşma yoluna girmiştir. Malzemelerin ve tekniğin sınandığı bu yapılar dolaylı olarak güç gösterisi ve yarışını da ülke gündemine taşımıştır. Devlete ait resmi binalar ise nev-i şahsına münhasır tavırları ve bir döneme ismini veren uygulamalarıyla dikkati çeken tipolojilerden birine işaret etmektedir. En çok 1960-69 yılları arasında inşa edilen resmi binalarda 1970lerde uygulanan Bakanlık Modernizmi, darbelerle şekillenen ülke mimarisinde, devlet gücünü sembolize eden, monoton ve bir nevi anıtsal yapı kimliğini oluşturmuştur. 80lerde ise mimaride yaşanan biçimsel serbestlik kamu binalarına da yansımış ve değişik denemelere imkân tanınmıştır. Türk mimarisinin yumuşak karnını oluşturan dini yapılar ise yapı tipolojileri içinde her dönem sayısal ağırlığını hissettirmiş ve günümüzde de hissettirmektedir. Yine de asıl yoğunluğun 1990-2000 yıllarını kapsadığı 50 yıllık süreçte üzerinde değişiklik yapabilmenin en zor olduğu bu tipolojinin tekrarlarla devam ettirildiği gözlenmektedir. Yine de değişik mimari dile sahip camiler hayata geçirilmiş fakat bunlar da uzun yıllar eleştirilere maruz kalmıştır. Çünkü Müslüman ülkelerde var olan düşünce ve ihtiyaçlar doğrultusunda, günün teknolojik imkânlarıyla uygulanan formlar, bilindiği gibi zaman içinde nesilden nesile geçerek ananevi bir kimliğe bürünmüş, bu kimlik de cami mimarisini kuşatarak özgünleşmesine ve özgürleşmesine engel teşkil etmiştir. ANAHTAR KELİMELER: Cumhuriyet, Türkiye, Modernleşme, Mimari, Tipoloji In the thesis that we examined the Turkish architectures modernization process between 1950-2000, we tried to find the reflections of economical, political, social and cultural changes on architectural environments and the impacts of foreign countries. A memorandum and two coups experienced in the 50-year period from 1950 to 2000, show that the architectural environments orijinality shaped with limitations and inhibitions. Many different building typologies applied at the same time like residential, industrial, education, health and commercial buildings, official, religious and cultural buildings. Turkish architecture has the largest share of housing density in the area began in the 1950s, continued to proliferate until the 2000s and reached a high level, especially in the 70s. The journey of architecture in housing typology began with the detached house and apartment and reclined to the skyscraper, studio apartments, residences and smart houses but slum culture has always been in the architectural mosaic.The tourism sector began to take affect in 1970s and so touristic buildings started to build speedly after this date. But the most important steps for the industry without chimneys, started in 80s and reached its peak in 90s. From functionalist and resembling each other hotels to holiday villages and thematic complex, lots of different types of buildings constructed. In this process kitsch examples found places in some cities as the original ones because kitsch is mostly used in the tourism industry. The interpretation of the industry for the development of the country by the State, the sector supported and lots of industrial buildings constructed. In this way functional and modest unintentionally striking early buildings replaced with advanced technology buildings. They planned over large areas with oversized forms. At the same time, these structures tested local architects to improve their visions and skills, and also test the new materials. Trade buildings as called prestige structures encompass many building groups which symbolise the power and paved the way for the architects of the original trial, consists of multi-storey buildings in major cities. Shopping centers, office buildings, business centers, office buildings, plazas, skyscrapers, residences can be called prestige structures. Their forms and views as well as heights make them the icons of cities. The public buildings indicates one of the striking typology with their own styles. Most of them were built between the years 1960-69 but in the 1970s the Ministry style which symbolizes the power of the state in architecture, impacted their constructions, a sort of monotonous and monumental structures formed identity. In the 80s public buildings architecture reflected in the formal freedom so the examples started to shape in different styles.Construction of religious structures that make up the soft underbelly of Turkish architecture, increased in number with each passing day. Nevertheless, the actual density was between 1990-2000. Althought the most difficult typology to make changes, mosques brought to life with a different architectural language, but they have also been subject to criticism for many years. Because the thoughts and needs in Muslim countries pass from generation to generation and became tradition. So this identity obstacles the mosque architecture to become original en free.KEY WORDS: Republic, Turkey, Modernization, Architecture, Typology. 922
- Published
- 2014
29. Aydınoğulları Beyliği'nde güzel sanatlar
- Author
-
Uslu, Kübra, İpek, Ali, and Tarih Anabilim Dalı
- Subjects
Tarih ,History ,Artistic works ,Turkish handwriting art ,Calligraphy ,Architectural ,Art history ,Turkish architecture ,Handicrafts ,Fine arts ,Art History ,Turkish handcrafts ,Sanat Tarihi ,Aydınoğulları - Abstract
Aydınoğulları Beyliği, Anadolu Selçuklu Devleti'nin 1243'lü yıllarda Moğollar'a yenilmesinden sonra ortaya çıkan önemli beyliklerden birisidir. Ayasuluğ (Selçuk), Birgi ve Tire merkezli kurulan beyliğe önceleri Sasa Bey'in katkıları olmuştur. XIV.yy başlarında Germiyanoğlu kumandanlarından Mehmet Bey'in idaresinde kurulmuş, sanata ve ilime önem vermiş denizci bir beyliktir. Önceleri Selçuklu etkisinin görüldüğü yapılarda, ilerleyen zamanlara doğru birtakım yeniliklere gidilmiştir. Yapıların pek azı günümüze ulaşabilmiştir ki bunda zamanın, ihmalin vs. etkisi olmuştur. Beyliğe ait cami, mescit, medrese, türbe, su yapıları ve kaleleri vardır. Bu yapıların özellikle beyliğe merkezlik yapmış olan Birgi, Tire ve Ayasuluğ (Selçuk)'da olduğu görülmektedir. Ayasuluğ ise, ticari bir liman kenti olarak ayrı bir önem kazanmıştır. Mimari anlayışının yanı sıra hayvancılık ve üretime dayalı bir ekonomisi bulunan beylik döneminin en canlı örneğini dönemin ünlü seyyahları İbn Batuta ve Evliya Çelebi bizlere sunmaktadır. Dönemde yapılan el sanatları, el emeği ve göz nurunu temsil etmektedir. Gaza hareketlerine önem veren beylik döneminde gerek savaş, gerekse barış zamanlarında musiki vazgeçilmez bir sanat dalı olmuştur. Ayrıca dönemin kitabelerinde kendini gösteren yazı sanatları kullanılmıştır ve çoğu eşyada madenin kullanıldığı da görülmektedir.Anahtar Kelimeler: Aydınoğulları Beyliği, Güzel Sanatlar, Mimari, El Sanatları,Denizcilik, Madeni Sanat, Hat Sanatı. Aydınoğulları is one of the major emerging principalities of the Anatolian Seljuk Empire after the defeat of the Monaols in the years 1243. Ayasuluğ (Seljuk) has contributed principolities of Birgi and Tire before headquarters of Sasa established ıts. İn the early XIV.yy commander Mehmet's administration established in Germiyanoğlu given the importance of the arts and sciences is a stereo typıcal sailor.Previously in structures is seen the influence of Seljuk, when advancing towards a number of innovations have been made. Few of these structures have survived this time, all this time, all this has been impact of the omission and time. Principalities of the mosque, mosques, madrasas, mausoleum, water structures and castles are. These structures was also seen especially centers that have been made from principalities of Birgi, Tire and Ayasuluğ (Seljuk). Ayasuluğ (Seljuk) has goined a special importance as a commerciol part city.Understanding of architecture as well as the principolity with on economy based on farming and production period of the most vivid example of the famous traveler İbn Batuta and Evliya Celebi is affered to us. Hondmade crafts made in this period has been represent manual labor and the radionce of eyes. During the principalities emphasis on the movement of wor, in times of peace as well as wor music has been on indispensable art. Also inscriptions of period are used the art of writing and the most articles used the mine are seen.Key words: Aydınoğulları, Fine Arts, Architecture, Crafts, Marine, Metal Art,Calligraphy 133
- Published
- 2014
30. Aksaray'da Türk devri mimarisi
- Author
-
Erdal, Zekai, Boran, Ali, and Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı
- Subjects
Art History ,Architectural characteristics ,Architectural structure ,Sanat Tarihi ,Aksaray ,Turkish-Islamic architecture ,Turkish architecture ,Architectural works - Abstract
Anadolu'nun ortasında yer alan Aksaray, XII. yy'da Anadolu Selçukluları'nın egemenlği altına girmesiyle beraber Türk-İslam kültür ve sanat ortamının izlerini barındıran yeni bir kimliğe sahip olmuştur. Çalışmada Aksaray'ın kısa bir tarihçesi verilecek, şehrin siyasi ve kültürel olaylar içindeki yeri vurgulanacaktır. Şehri merkezindeki ve köylerdeki mimarlık etkinliğinin XII.-XX. yy'lardaki durumları ortaya koyularak, bu süreçte inşa edilen ve günümüze ulaşan kaleler, camiler, minareler, medreseler, hankahlar, türbeler, hanlar, şifahaneler, hamamlar, köprüler, çeşmeler, yunaklar, su kemerleri, köşkler, fırınlar, okullar, kütüphaneler, kamu binaları, arastaların mimari özellikleri ve yapım teknikleri incelenmiştir. Çalışma kapsamındaki yapılar, kronolojik olarak XII. yy'dan XX. yy ilk yarısına kadar uzanan geniş bir zaman diliminde inşa edilmişlerdir. Araştırmada türk devri mimari eserlerin plan, cephe ve malzeme özellikleri rölövelerle belgelenmiş mevcut duurmları fotograflarla kayıt altına alınmıştır. Aksaray were located in the center of Anatolia hand gained a new identity containing Turkish-Islamic cultur and art influence after it was invaded by Anatolian Seljukides in XIIth century.In this study a brief summary of Aksaray was given to indicate the importance of city concerning political and cultural events of the period. Afterwards, architectural activities in centrium of Aksaray and its villages between XIIth-XXth century is defined and research was held concerning the mosques, minarets, madrasah, zawiyahs, tombs, caravanserais, hospitals, turkish baths, bridges, fountains, laundries, aqueaducts, kiosks, bakehouses, schools, libraries, public buildings, bazaars survived until today in terms of building techniques and architectural specifications.The searched monuments in our extent of thesis were builded within a long time period which had began from XIIth. Century to first half of XXth century.In this study, plans, facade and material characteristics of the architectural monuments in Aksaray provience were documented through monumental surveys, and their presesnt conditions were recorded by taking their photos. 710
- Published
- 2014
31. Balıkesir'de Türk dönemi mimari eserleri
- Author
-
Sözlü, Halil, Boran, Ali, and Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı
- Subjects
Balıkesir ,Art History ,Architectural characteristics ,Architectural structure ,Sanat Tarihi ,Turkish-Islamic architecture ,Turkish architecture ,Architectural works - Abstract
Bu çalışmada Balıkesir ve ilçelerinde bulunan Türk-İslam Dönemi mimari eserlerin tespit edilerek incelenmesi, tanıtılması, günümüzdeki durumlarının belirlenerek bütünlük içerisinde ele alınıp farklı bölgelerle karşılaştırmalı bir biçimde ortaya konması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda yapılan çalışmalar sonucunda Balıkesir il merkezinde ilçelerde ve köylerde olmak üzere toplam 223 yapı tespit edilmiştir. Bu eserlerin içerisinde Cami, Türbe, Medrese, Çeşme, Hamam, Köprü, Yunak, Han, Saat Kulesi, Hükümet Binası, Gar Binası, Okul, Kütüphane, Banka, Tekel Binası, Hastane, Subay ve Astsubay Ordu Evi ve Yel Değirmeni yer almaktadır. İncelenen eserlerin büyük çoğunluğunu camiler oluşturmaktadır. Bu camiler genellikle Geç Osmanlı Dönemine tarihlenmektedir. Camilerin tamamına yakını çeşitli onarımlarla günümüze gelebilmiştir. Plan ve mimari açıdan birbirine yakın özellikler gösteren camilerde batılılaşma dönemi süslemeleri görülmektedir. Türbe, çeşme, hamam, köprü ve yunaklar süsleme bakımından sade olup mimari formlarını korumaktadırlar. İncelenen Kamu Yapıları Cumhuriyet dönemi mimarlığının karakteristik özelliklerini taşımaktadırlar. 1898 yılında meydana gelen büyük deprem şehir dokusunu ve özellikle anıtsal mimarlık örneklerini etkilemiştir. Bu nedenle günümüze ulaşan ve kullanımı devam eden yapılar deprem sonrasında onarım görmüşlerdir.Anahtar Kelimeler: Balıkesir, Türk-İslam, Mimari, Cami In this study; determination, examination, introducing, definition of their of situation at the present-day, dealing in integrity, comparing with different regions and putting forth of architectural works belonging to Turk-Islamic Period located in Balıkesir and it's counties are intended.Totally 216 structures were detected in Balıkesir city center, counties and villages as a result of studies for this intention. These pieces include; mosques, tombs, madrasas, fountains, Turkish baths, bridges, laundries, caravanserai, clock tower, government house, train stations, school, libraries, bank, sole trades, hospital, Officers' Club and windmill. A thumping majority of studied pieces are mosques. These mosques are generally dated to Late Ottoman Period. Nearly all of the mosques lasted to present-day by several repairs. Decorations of Westernization Period are seen in the mosques which indicate near specialties in terms of plan and architecture.Tomb, fountain, Turkish bath, bridge and laundries are simple in terms of decoration and saving their architectural forms. Examined public structures bears the characteristic specialties of Republic Period architecture.The big earthquaqe in 1898 effected the city tissue and especially monumental buildings samples. Because of that, the structures lasted to present-day and stil used are repaired after earthquaqe. 763
- Published
- 2014
32. İliç ve çevresindeki Türk dönemi mimari eserleri
- Author
-
Bolkan, İsmail Hakki, Başak, Oktay, and Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı
- Subjects
Anatolia architecture ,Religious architecture ,Art History ,Seljuks architecture ,Islamic architecture ,Sanat Tarihi ,Urban architecture ,Ottoman architecture ,Traditional house architecture ,Turkish-Islamic architecture ,Han architecture ,Turkish architecture - Abstract
Doğu Anadolu Bölgesinin Yukarı Fırat Bölümünde yer alan ve Erzincan?a bağlı şirin ilçelerinden biridir İliç. Osmanlı Dönemi?nde Kemaliye (Eğin)?e bağlı nahiye iken Cumhuriyet Döneminde 1939 yılında çıkarılan kararnameyle ilçe merkezi haline getirilir.Yüksek Lisans Tezi çalışma konusu olan İliç ve Çevresindeki Türk Dönemi Mimari Eserleri kapsamında İliç ilçe merkezi ve çevresindeki köylerinde bulunan camiler, evler, kamu binaları, çeşmeler çalışılmıştır.Yapılan araştırma sonucunda, 21 adet kültür varlığı tespit edilmiştir. Bunlardan 7 tanesi cami, 3 tane kamu binası, 4 tane ev ve 7 tane çeşmedir.Çalışmanın ilk aşamasında bilgi ve belge toplanmaya çalışılmış ve elde edilen kaynaklar çerçevesinde yerinde inceleme yapılmıştır. 2011 ve 2012 yılında arazi çalışması tamamlanmış ve tespit edilen kültür varlıklarına ait çizimleri yapılmış ve fotoğraflanmıştır. Daha sonra İliç?in kısaca coğrafi konumu ve tarihçesi anlatılmıştır. Yapılar katalog bölümünde tek tek ele alınarak ayrıntılı olarak anlatılmıştır. Yapılar anlatıldıktan sonra değerlendirme kısmına geçilmiş ve tespit edilen kültür varlıkları kendi içinde ve bölgedeki diğer yapılarla karşılaştırılmıştır. Yapıların genel tarifi ve özellikleri bahsedilerek varılan sonuç açıklanmıştır. Şimdiye kadar Sanat Tarihi açısından araştırılmayan İliç ve çevresindeki mimari eseler bu çalışmayla bilim dünyasına tanıtılmaya çalışılmıştır. İliç is one of the charming township of the Erzincan and it is located in the Upper Euphrates, part of the Eastern Anatolia Region. In the Ottoman period, it was only a township of Kemaliye (Eğin) but it has been a district center in the Republican period with a decree issued in 1939.Within the scope of the master thesis ?İliç and the surrounding architectural Works of Turkish Period? the mosques, houses, public buildings and fountains in İliç distict center and its surrounding villages was studied.As a result of the research 7 mosques, 3 puplic buildings, 4 houses and 7 fountains of a total 21 cultural assets was determined.In the first stage of the study information and dokuments gathered and within the framework of the obtained sources on-site investigation has been mode. In 2011 and 2012 the field Work was completed and the identified cultural assets were drawn adn photographed. After briefly explaining the geopraphical position and history of İliç, the structures was described in detail by one by in the catolog part. In the evaluartion section the general definition and characteristics of the structures was mentioned and the identifien cultural assets compared in itself and with the other structues in the region the obtained results was explained.The study was concluded by compaiing the architectural Works in İliç and its villages which hasn?t been handled seriously until now in terms of Art History. 189
- Published
- 2013
33. Kayseri Merkez ve ilçelerinde bulunan tek kubbeli beylikler ve Osmanlı camileri
- Author
-
Bozkurt, Sevilay, Sağıroğlu Arslan, Aslı, and Sanat Tarihi Anabilim Dalı
- Subjects
Art History ,Architectural characteristics ,Ottoman art ,Sanat Tarihi ,Kayseri ,Ottoman State ,Dome ,Ottoman Period ,Mosques ,Turkish architecture - Abstract
Bu çalışmada ?Kayseri Merkez ve İlçelerinde Bulunan Tek Kubbeli Beylikler ve Osmanlı Dönemi Camileri? konu olarak seçilmiştir. Kayseri'de Beylikler Dönemi'ne ait günümüze kadar ulaşabilmiş tek kubbeli, iki cami, Osmanlı Dönemine ait günümüze kadar ulaşabilmiş 10 adet tek kubbeli cami tespit edilmiştir. Bu camiler tüm yönleriyle ele alınarak incelenmiştir. Çalışma beş bölümden oluşmaktadır:Giriş bölümünde, araştırmanın kısa bir tanımı yapılıp; amacı, önemi ve sınırları hakkında kısaca bilgi verilmiştir. Araştırmanın yöntemi anlatılmıştır. Daha sonra Kayseri'nin tarihi geçmişi, şehrin fiziksel-mimari gelişimi hakkında bilgi verilmiştir. Bu bölümde son olarak da konuyla ilgili kaynaklar anlatılmıştır.İkinci bölümde, Tek Kubbeli Beylikler ve Osmanlı Camilerinin Genel Özellikleri, hakkında bilgi verilmiştir. İlk olarak Anadolu'daki tek kubbeli camilerinin menşei ve gelişimi, sonra da Anadolu'daki tek kubbeli camilerinin mimari özelliklerinin geçmişten günümüze kadar nasıl bir gelişme içinde olduğu anlatılmıştır.Üçüncü bölümde tezin katalog kısmı yer almaktadır. Kayseri merkez ve ilçelerinde tespit edilen, Beylikler ve Osmanlı Dönemine ait 12 adet tek kubbeli cami katalog bölümünde detaylı bir şekilde tanıtılmıştır. Camiler kendi içerisinde kronolojik olarak sıralanmıştır. Eserlerin bulundukları yerler, bugünkü durumları, banileri, mimarları, kitabeleri, malzeme teknikleri, cepheleri, iç mekân ve geçirdiği onarımları ile detaylı bir şekilde anlatılmıştır. Camilerin tanımları plan, çizim ve fotoğraflarla desteklenmiştir. Yapıların tarihlendirilmesinde öncelikli olarak yapılar üzerinde bulunan kitabeler değerlendirilmiştir. Kitabesi olmayan camiler, daha önce var olan diğer kaynaklara dayanılarak tarihlendirilmiştir.Dördüncü bölüm, değerlendirmedir. Değerlendirme bölümünde de bu yapıların tipoloji, malzeme ve teknik, yapı elemanları ile süsleme ana başlıkları altında değerlendirilmesi yapılmıştır. Kayseri Merkez ve İlçelerinde Bulunan Tek Kubbeli Beylikler ve Osmanlı Camileri, Anadolu'nun diğer illerinde bulunan yapılarla karşılaştırılmıştır.Beşinci bölüm, sonuç bölümüdür. Bu bölümde ana hatları ile Kayseri merkez ve ilçelerinde bulunan tek kubbeli Beylikler ve Osmanlı camilerinin Türk Sanatı içerisindeki yeri ve önemi üzerinde durulmaya çalışılmıştır.Anahtar Kelimeler: Kayseri, Cami, Kubbe, Osmanlı, Mimari. In this study, ?Single Domed Principalities and the Ottoman Period Mosques Situated in Kayseri and its Central Districts? was chosen as the subject of research. In Kayseri, two single domed mosques reaching up to present day from Period of Principalities and ten single domed mosques reaching up today from Ottoman Period were determined. All aspects of these mosques were examined within the content of this study. The study consists of five sections.In the introduction, a short presentation of the study, its purpose, importance and boundary were provided. The methodology of the research was explained. Furthermore, the historical background of Kayseri, architectural and physical development of the city were stated. Lastly, references about the subject were given.In the second chapter, general characteristics of Single Domed Principalities and Ottoman Empire Mosques were explained based on the research of our notable professors. Initially, the origins and development of single domed mosques in Anatolia were illustrated. Later, it was expressed how the development of the architectural characteristics of single domed mosques in Anatolia has been from the past to the present day.The third chapter consists of the catalog. Principalities identified in Kayseri and its central districts and twelve single domed mosques in the Ottoman Period presented in detail in the catalog. The mosques were described chronologically. The location of mosques, their present situations, constructions,formal qualities, inscriptions, material specifications, facades, interiors and repairs were explained in detail. While introducing the mosques, plans, drawings and photographs were used. Inscriptions found on the buildings were evaluated primarily on the dating of the mosques. The mosques without inscriptions were dated according to some other references.The fourth chapter is assessment. In the assessment section, these structures were evaluated under the main headings of typology of these structures, materials and techniques, decoration with structural elements. Single Domed Principalities and Ottoman Mosques in Kayseri and its central districts were compared with the structures in the other provinces of Anatolia.The fifth chapter is conclusion. This chapter focuses on the architecture of Single Domed Principalities and Ottoman Mosques in Kayseri and its central districts and their place in Turkish art.Key Words: Kayseri, Mosque, Dome, Ottoman, Architecture 372
- Published
- 2013
34. Kültürel mirasın dijitalleştirilmesi: Hindistan'daki Türk kültür varlığı örneği
- Author
-
Uçmaz, Meral, Yılmaz, Bülent, and Türkiyat Araştırmaları Anabilim Dalı
- Subjects
Digitization ,Bilgi ve Belge Yönetimi ,India ,Turkish Sultanate of Delhi ,Babur State ,Turkish-Islamic architecture ,Turkish architecture ,Record keeping ,Art History ,Turkish culture ,Sanat Tarihi ,Turkish-Islamic art ,Information and Records Management ,Halk Bilimi (Folklor) ,Folklore - Abstract
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte hayatımıza giren internet, bilgi alış-veriş alışkanlıklarımızın da değişmesine sebep olmuştur. Bilginin korunması, saklanması ve aktarımı için teknolojik gelişmeler ışığında yeni yöntemler izlenmektedir. Bunlardan en önemlisi şüphesiz dijitalleştirmedir. Dijitalleştirme analog bir materyalin elektronik ortama aktarılma işlemine denir. Somut ve somut olmayan kültürel nesneler dijital ortama aktarılarak hem koruma altına alınmakta hem de kullanıcının hizmetine daha hızlı bir yolla sunulmaktadır. Kültürel mirasın tanınması ve gelecek nesillere aktarımı için dijitalleştirme projeleri geliştirmek gerekmektedir.Kuramsal ve uygulamalı olmak üzere iki bölümden oluşan bu çalışmanın kuramsal bölümünde; dijitalleştirme ile ilgili kavramlara, dijitalleştirme projelerinin nasıl bir süreç içerisinde planlanıp yapılması ile ilgili bilgilere, Dünyada ve Türkiye'de yapılan dijitalleştirme çalışmalarının bir kısmına ve dijitalleştirme yapan kurumlardan örneklere yer verilmiştir. Çalışmanın alan araştırması kısmında ise; Hindistan'ın Delhi, Agra, Fatehpur Sikri ve Muradabad Şehir merkezleri, Amroha ve Sambal ilçeleri ile Fatehpur Has köyü ve Gucarat Dırub köyünde Türk kültürüne ait elde edilen veriler (fotoğraf, video) dijitalleştirilerek kayıt altına alınmış ve üst verileri oluşturulmuştur. Bu üst veriler, Avrupa Dijital Kütüphanesi-Europeana temel alınarak yapılmıştır. Bu kapsamda, Hindistandaki Türk kültürüne ait öğelerin üst verileri Türkiye'de ilk ve tek olma özelliği taşımaktadır.Çalışma sonucunda, Hindistan'da dijitalleştirme aracılığıyla dünya kültür mirası içinde yer alabilecek ciddi bir Türk kültür varlığının olduğu anlaşılmıştır. The internet which has joined our lives with the developments in technology caused a change in our habits of getting and giving information. There are some new techniques led for saving, keeping and transferring information in the lights of technological developments. The least important of them is digitalizing. To digitalize means transferring an analogue material to electronic media. Concrete or abstract cultural materials are both saved and served for the users? purposes in a faster way by being transferred into the electronic media. In order to identify and transmit the cultural heritage projects of digitalizing should be improved.In this study which consists of two parts as hypothetical and practical, the practical part deals with the notions about digitalizing, in what kind of process digitalizing projects should be organized and implemented, some digitalizing projects from Turkey and the world and some samples of foundations dealing with digitalizing. Also, the area study about the subject infers the informational materials (photographs and videos) which are provided from India?s Delhi, Agra, Fatehpur Sikri and Muradabad cities, Amroha and Sambal towns and Fatehpur Has village and Gucarat Dırub village and a metadata is formed out of this materials. This metadata is formed on the basis of Digital Library of Europe-Europeana. In this respect, the metadata of the elements of Turkish culture in India is unique in Turkey.At the end of this study, it will be evident that there is a serious Turkish cultural existence in India which can be in world?s cultural heritage through digitalizing. 203
- Published
- 2013
35. Akçakoca'dan bir grup ev mimarisi
- Author
-
Naldan, Funda, Gündoğdu, Hamza, and Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı
- Subjects
Art History ,Düzce-Akçakoca ,Sanat Tarihi ,Traditional Turkish house ,Turkish house ,Turkish-Islamic architecture ,Turkish architecture ,Housing architecture ,Traditional architecture - Abstract
Geleneksel Türk evleri, kültür mirasımızın en değerli varlıklarıdır. Türk evi esas şeklini Anadolu?da kazanmıştır. Tezimizin konusu Akçakoca evlerinin de Türk-İslam mimarisindeki yerinin belirlenmesidir. Çalışmamızın amacı, topografya, iklim ve malzeme özelliklerinin etkisiyle ortaya çıkan Türk ev tiplerinin, Türk evi içerisinde ortaya konmasıdır. Batı Karadeniz Bölümü?nde yer alan Akçakoca?da iklim ve coğrafya özelliklerinden dolayı kendine özgü mimari karaktere sahip evler yapılmıştır. Akçakoca evleri içerisinden 8 adet ev seçilmiş, bu evler plan, mimari, süsleme özellikleri bakımından yöredeki diğer evlerle benzerlik gösterir. Bu evler, bize Akçakoca evlerinin genel özellikleri hakkında bize yeterli bilgiyi vermektedir. Sekiz bölümden oluşan tezin, birinci bölümünde çalışmanın ne amaçla yapıldığı ve nasıl bir yöntem uygulandığı anlatılmıştır. İkinci bölümde, Akçakoca?nın tarihçesine değinilerek yörenin coğrafyası ve doğal güzellikleri üzerinde durulmuştur. Üçüncü bölümde, Türk evinin tanımı yapılarak, geleneksel Anadolu Türk evinden bahsedilmiştir. Türk Evinin plan tipleri ise dördüncü bölümde anlatılmıştır. Beşinci bölümde, Akçakoca evlerinin şekillenmesinde rol oynayan topografya, sosyo kültürel değerler ve yerleşim dokusundan bahsedilmiştir. Türk evi planını düzenleyen unsurlar ise altıncı bölümde anlatılmıştır. Yedinci bölümde çalışma alanı içerisinde yer alan evlerin genel yerleşim özellikleri, yerleşim, plan ve doku analizleri ile evlerin plan ve cephe düzenleri ele alınarak, gelecekte bu yörede çalışma yapacak olanlara yardımcı olabilecek bilgiler verilmiştir. Sekizinci bölümde ise Akçakoca evlerinin genel özelliklerinden bahsedilmiş, bu özeliklere sahip evler hem kendi aralarında hem de Isparta, Yozgat, Sakarya, Safranbolu ve diğer Anadolu evleri ile karşılaştırılarak Akçakoca evlerinin buradaki yeri vurgulanmıştır. Özellikler belirlenirken, yalnızca katalogdaki evlere bağlıkalınmamış, Akçakoca?da tescillenmiş diğer evler de göz önünde bulundurulmuş ve fotoğraflarından yararlanılmıştır. Tanımlamaya çalıştığımız tarihsel, mimari ve estetik özelliği olan bu evlerin, korunması, yaşatılması ve gelecek kuşaklara aktarılması gerekmektedir. Anahtar Kelimeler: Akçakoca, Geleneksel, Türk Evi. Traditional Turkish houses are the prize possessions of our cultural heritage. Turkish Houses took shape in Anatolia. Thesis subject is to define Akcakoca Houses in Turkish Islamic architecture too. The purpose of our research is to put forth Turkish Houses types which have been developed as a result of topography, climate and characteristics of materials in Turkish Houses category. Because of the climate and geographical feature of Akcakoca located in western black sea the houses with distinctive characteristic are built. Eight of Akcakoca Houses are chosen and these houses have similarities with the other houses of the region in terms of plan, architecture and trim works. These houses give us enough information about general characteristics of Akcakoca Houses. The dissertation includes eight chapters and in the first chapter the purpose of the research and its application are explained. In the second chapter the history of Akcakoca and geographical and natural beauties of the region are focused. In the third chapter Turkish houses are defined and traditional Anatolian Turkish Houses are mentioned. Plan types of Turkish Houses are explained in the fourth chapter. In The fifth chapter the topography playing a part in shaping Akcakoca Houses, sociocultural values and urban fabric are mentioned.The factors which order plans of Turkish Houses are explained in the sixth chapter. In the seventh chapter helpful information for further researches are available because general housing features, housing, plan and fabric analysis and plan and fecade design of the houses are studied. In the eight chapter general features of Akcakoca Houses are mentioned and common style and features of the houses are compared and contrasted both between each other and other Anatolian houses in Isparta, Yozgat, Sakarya, Safranbolu, etc.therefore the importance of Akcakoca Houses is emphasized. While defining the characteristics, the research does not fully depend on catalog but other officially registered houses in Akcakoca and their photography are used. The houses we aim to introduce have historical, architectural and esthetic value and they need to be preserved, restored and transfered to the next generations. Key Words: Akcakoca, Traditional, Turkish House. 274
- Published
- 2012
36. Kayseri taş köprüleri
- Author
-
Gürbüz, Salih Murat, Türkmen, Kerim, and Sanat Tarihi Anabilim Dalı
- Subjects
Art History ,Architectural characteristics ,Sanat Tarihi ,Transportation ,Masonry bridge ,Kayseri ,Bridges ,Turkish architecture - Abstract
Bu çalışmanın konusunu ?Kayseri Taş Köprüleri? teşkil etmektedir. Bu çalışma sırasında, öncelikle detaylı bir kütüphane taraması yapılmış yapılan bu çalışmanın ardından mevcut köprüler birer birer yerinde incelenerek, ölçüleri alınmış ve çizimleri yapılmıştır. Eserlerin fotoğrafları çekilerek görsel açıdanda belgeleme ve tespit işlemleri tamamlandıktan sonra, sistematik katalog düzeni içinde her birinin ayrıntılı tanımı ile eserlerin karşılaştırma ve değerlendirmeleri yapılmıştır. Söz konusu çalışma ile Kayseri taş köprülerinin Türk taş köprü mimarisi içerisindeki yeri, önemi ve gelişimindeki katkıları belirlenmeye çalışılmıştır.Araştırmada, Kayseri'de 18 adet köprü tespit edilmiştir. Bu yapılardan ikisi; Çokgöz ve Karasu Köprüsü günümüze ulaşamamış; Deliçay Köprüsü ise bilinçsiz onarım sonucu tamamen asli özelliklerini kaybetmiştir. Geri kalan yapılardan 15 köprü büyük oranda asli hallerini koruyarak günümüze ulaşabilmiştir. Bu eserler içinde Tekgöz ve Şahruh Köprüleri gerek mimari ölçüleri gerek inşasının üzerinden geçen yıllar rağmen ayakta kalaiblmesi ile Kayseri'de yer alan abidevi eserler arasında dikkat çekerler. Tek Gözlü, Çift Gözlü, Bağpınar (Ispıdın) Aşağı, Subaşı, Bağpınar (Ispıdın) Yukarı, Germir, Tavlusun Aşağı, Kuru, Hisarcık 1 Nolu, Hisarcık 2 Nolu, Hisarcık 3 Nolu, Tavlusun Yukarı (Mezarlık), Hisarcık 4 Nolu Köprüleri ise semt ve köylerde sosyal yaşamı kolaylaştırmak üzere inşa edilmiş şehircilik ögeleri olarak karşımıza çıkmaktadır.Taş Köprülerin inşasında malzeme olarak düzgün kesme ve kaba yonu taş kullanılmıştır. Süsleme açısından sade olan bu yapılarda işlevsellik ve sağlamlık ön plandadır. This study is concerned with stone bridges in Kayseri. Troughout this study, library scaning had primarily been performed in a detailed way. After this detailed analysis current bridges were analysed one by one in their own surroundings and they were measured up and their design works were drawn. After taking photos of those works, documentation and ascertainment process were completed from a visual point of view. Then the works were compared and evaluated with a detailed presentation in a sysmatic catalogue order. The place, significance and contribution of stone bridges to the development of Turkish stone bridge architecture are discussed in this thesis.As a result of the study, 18 stone bridges have been found in Kayseri. From these buildings, Çokgöz and Karasu Bridges could not succeed to survive in our times. Deliçay Bridge also lost its actval features completely due to unconscious repair work. From the remainig bridges. 15 bridges were able to survive in our age by preserving their real characteristics. Tekgöz and Şahruh Bridges are significant to attract the attention as masterpieces not only because of their architecture dimensions, but also being strong to be able to exist as a result of passing years.Tek Gözlü, Çift Gözlü, Bağpınar (Ispıdın) Aşağı, Subaşı, Bağpınar (Ispıdın) Yukarı, Germir, Tavlusun Aşağı, Kuru, Hisarcık 1 Nolu, Hisarcık 2 Nolu, Hisarcık 3 Nolu, Tavlusun Yukarı (Mezarlık), Hisarcık 4 Nolu Bridges are appeared to have been bult to make urban and rural social life easier with their urban features.While building stone bridges, smooth hewn stone and rough stone were used as their material. Functionality and durability stand in the forefront in these structures which are plain in terms of decoration. 134
- Published
- 2012
37. İnebolu'da Türk mimarisi (19. ve 20. yüzyıl)
- Author
-
Çopur Aksungur, Hatice, Sağıroğlu Arslan, Aslı, and Sanat Tarihi Anabilim Dalı
- Subjects
Art History ,Public institutions ,Kastamonu-İnebolu ,Architectural structure ,Sanat Tarihi ,Baths ,Ottoman State ,Architectural ,Education establishments ,Ottoman Period ,Turkish architecture ,Mosques - Abstract
11. yüzyılda Türk hâkimiyetine giren, Kastamonu iline bağlı İnebolu ilçesi, 1920'lı yıllara kadar coğrafi konumunun ilçeye sağladığı imkânlar sayesinde diğer şehirlerden farklı bir kültür mirasına ev sahipliği yapmıştır.Osmanlı İmparatorluğu'nun 19. yüzyılda Karadeniz üzerinden yürüttüğü ticari faaliyetlerinde, Kastamonu havzasındaki sanayi ve ticaret ürünleri ihracatının önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Bu bölgedeki ihracat ürünlerinin iç kesimlerden Karadeniz'e bağlayan en yakın liman İnebolu Limanı'dır. İnebolu Limanı'ndaki ticari etkinliğin artmasıyla birlikte ilçede yeni kurum ve kuruluşlara ihtiyaç duyulmuştur. 18.yüzyıldan itibaren Osmanlı İmparatorluğu'nun yürüttüğü modernleşme ve merkeziyetçi politikaları doğrultusunda Osmanlı şehirlerinde yerel yönetim sistemleri oluşturulmuş ve devlet varlığını her alanda hissettirmeye başlamıştır. Özellikle de yerel yönetimlerde söz sahibi olan güçlü valiler yetki alanlarında daha etkin rol oynamaya başlamışlardır. İnebolu'da M.1881 ve M.1885 tarihlerinde yaşanan büyük yangınların ardından ilçeye gelen Kastamonu Valisi Abdurrahman Nureddin Paşa'nın teşvikiyle İnebolu şehri ızgara planında yeniden inşa edilmiştir. Devletin yeni ideolojisi ve yerel yönetim sistemlerine uygun olarak yeni kamu kurum ve kuruluşları şehrin mimarisine katkıda bulunmuştur.İnebolu ilçesiyle ilgili bugüne kadar yapılan araştırmalar İnebolu'nun Kurtuluş Savaşı dönemindeki önemi ve etkinliği ile Atatürk'ün İnebolu'da söylediği ?Şapka Nutku? üzerine yapılan yayınlarla sınırlı kalmıştır. İnebolu'da Türkler tarafından inşa ettirilen birkaç yapı bilimsel anlamda incelenmiştir. Ancak bunlar Sanat Tarihi disiplininden uzak çalışmalardır. Dolayısıyla İnebolu'nun sahip olduğu kültürel miras tam anlamıyla gün ışığına çıkarılamamış ve sanat tarihi bakış açısıyla ortaya konulamamıştır. Bu tez çalışmasında İnebolu şehrinin Türk hâkimiyeti altına girmesinden 1920'li yıllara kadarki süreçte Türkler tarafından ilçeye inşa ettirilen eserler ele alınmış ve incelenmiştir. Eserlerin inşa tarihlerinin ve oluşum faktörlerinin II. Abdülhamit döneminde ağırlık kazanması nedeniyle II. Abdülhamit dönemi devlet yapısı, ideolojisi ve kültürel verileri üzerinde özellikle durulmuştur.Eserlerin tespitinde öncelikle arşiv kaynaklarına ulaşılmış, literatür taramaları ile İnebolu'nun mimari yapısı ve bu yapının oluşumuna etki eden faktörler hakkında bilgiler toplanmıştır. Tezin katalog bölümünün oluşumunda en önemli veriler saha çalışmaları ile eserlerin yerinde tespiti elde edilmiştir. Ayrıca ilçe halkı ile birebir yapılan mülakatlar ile özellikle de günümüze ulaşamayan yapılarla ilgili bilgi ve ilçenin tarihi fotoğrafları gibi görsel belgelere ulaşılmıştır.Çalışmanın katalog bölümünü oluşturan eserlerin çizimleri yapılmış, fotoğrafları çekilmiş böylece gün geçtikçe doğal faktörler ve insan eliyle asli hallerini kaybeden yapılar envanterlenmiştir. Böylelikle daha sonra yapılacak olan çalışmalara bilimsel anlamda sağlıklı bir kaynak oluşturulmuştur.Bu çalışmanın katalogunu eğitim, sağlık, kamu kuruluşları ile camiler ve hamamlar oluşturmaktadır. İlçenin sosyal, ekonomik, kültürel ve fiziksel yapısının eserlerin oluşumu üzerindeki etkileri eserlerin farklı boyutlar kazanmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla bu unsurlar yapıların fiziksel özelliklerinden bağımsız olarak düşünülmemiş ve her biri alt başlıklar halinde ele alınmıştır.Böylece tezin katalog bölümünü oluşturan yapıların, Türk-İslam Mimarisi ve Şehirciliği ile bir toplumu şekillendiren dinamiklerin neler olduğunun yansıtması ve öneminin kavranması hedeflenmiştir.Anahtar Kelimeler: Kastamonu, İnebolu, Türk Mimarisi, Türk Şehirciliği, II. Abdülhamit Get into the Turkish domination in 11. century, Kastamonu town's province Inebolu has been host to culturel heritage different from other cities thanks to geographical position opportunities by the 1920s.In the 19th century, when Ottoman Empire was in commercial activity over the Black sea, Kastamonu constitute a significant portion of export of industrial and commercial products in his basin. Inebolu Harbour is the nearest port in this region, which connects the export products from inland to the Black Sea. With the increasing commercial activity at Inebolu Harbour, has been needed new agencies and institutes at district. From the 18th century accordance with policies of modernization and centralization of the Ottoman Empire, in the Ottoman cities has been created local government system and the state began to feel its existence in all areas. In particular, the powerful governors,who have a say in local government have begun to play a more active role within province. In Inebolu, after the great fires on 1881 and 1885, Kastamonu governor Abdurrahman Nureddin Pasha came to the province, and than town of Inebolu was rebuilt with grid plan. New ideology of state and new public agencies and institutes , which as applicable to local government system, contributed to the architecture of the city.Researches about Inebolu have been limited with publications Inebolu's importance during the Independence War and `Hat Speech` which Atatürk's said in Inebolu. A few structures were built by the Turkish people in Inebolu, were examined scientifically. But they are far from the discipline of art history . Therefore, Inebolu's cultural heritage was not brought to light and was found out by art history perspective. In this thesis are examinated works were built by Turkish from the under Turkish rule of city Inebolu to 1920s. Works gain weight on period of Abdulhamit II. , so this study focuses on structure of state , ideology of state and cultural data on period of Abdulhamit II.While works were researched, firstly was reached archival sources, were examined search of literature, information was collected about arhitectural structure of Inebol u and factors affecting the formation of this structure. In the formation of section of catalog of thesis, the most important works were obtained in the field works. Also interviews with the people of the district informed us about structures, which can not reach until today, and reached historical photos of district.Works forming catalog of study were drawn, photographed, therefore natural factors and structures losing their real situation inventoried. Thus, for later studies was contitudes a good source.The catalog of study contains aducation, health, public institutions, mosques and baths. District's social, economic, cultural and physical structure causes that gain a different size of works. Thus, these elements are not independent from physical properties of structures, each of these elements is discussed in subtitles. Thus, structures forming part of the thesis catalog, aimed to understanding importance of Turkish-Islamıc Architecture and Urbanism.Keywords: Kastamonu, Inebolu, Turkish Architecture, Turkish Urbanism, Abdulhamit II. 379
- Published
- 2012
38. Ünye'deki Türk Devri yapıları
- Author
-
Durkut, Mehtap, Arslan, Celil, and Sanat Tarihi Anabilim Dalı
- Subjects
Art History ,Ordu-Ünye ,Architectural characteristics ,Fortnesses ,Ornamentations ,Palaces ,Sanat Tarihi ,Baths ,Fountains ,Materials ,Mosques ,Turkish architecture - Abstract
Araştırmamızda Ordu ili Ünye ilçesinin, kasaba ve köylerinin tarihi gelişimlerini de dikkate alarak Türklerin bölgeyi fetihleri sonrasında oluşturdukları anıtsal eserler ele alınmıştır.Çalışmamızda bazıları çeşitli araştırmalara konu olan, büyük kısmı henüz bilinmezliğini koruyan Ünye'deki Türk Dönemi Yapıları ele alınacak; söz konusu binalar ya da kalıntılar; mimari ve yapı elemanları kent ya da arazi konumları, mekân organizasyonu, dekoratif unsurlar, malzeme ve teknik gibi yönleriyle tanıtılacak ve bu bağlamda elde edilecek bilgiler ışığında Ünye'deki Türk Dönemi yapılarının Türk Mimarisi içerisindeki yeri ve önemi belirlenmeye çalışılacaktır.Bu çalışmada dönemin yazılı kaynaklarının da yardımıyla gerek mevcut gerek mevcut olmayan Ünye İlçesindeki Türk Dönemi yapılarının analizi yapılarak, plan ve fonksiyon olarak Türk mimarisi içerisindeki yerinin karşılaştırmalı olarak ayrıntılı bir şekilde incelenmesi diğer önemli bir unsurdur.Yapılar ağırlıklı olarak Osmanlının son dönemlerine tarihlenmektedir.Çalışmada tamamı ya da bir kısmı sağlam olarak; cami, türbe, hamam, çeşme, şadırvan, serender, arasta, kale, saray olmak üzere toplam on dokuz adet eser incelenmiştir. Bununla beraber sadece kaynaklarda adı geçen 20'ye yakın eser de tespit edilmiştirYapılar; adı, yeri, bugünkü durumu, tarihi, plan ve mimari özellikleri, süslemesi, malzeme ve tekniği, kitabesi, plan ve kesitleri, değerlendirmesi, bibliyografyası olarak on bir ana başlığa ayrılarak incelenmiştir.Anahtar Kelimeler: Ünye, Osmanlı, Mimari In consideration of the historical development of the province Ordu and its district Ünye, our research deals with the monuments build after the conquest by the Turks. In spite of several studies referring to some monuments of the turkish era, the great majority still remains as undissolved monuments. The relevant buildings and relicts will be introduced with regard to their architecture, structural elements, location, areal organisation, decorative elements, materials and technique. With the gained knowledge we aim to classify the position and importance of the Turkish era buildings in ÜnyewithintheTurkisharchitecture.With the help of written sources, the position of the Turkish era buildings in Ünye within the Turkish architecture will be discussed more detailed from a comparative perspectiveintermsoftheirplansandfunctions.The, buildings are mainly dated to the late ottoman era.Nineteen completely or partly preserved buildings are analyzed in this work. Amongst them are mosques, sepulchers, hamams, wells, sadirvans, hórreos, arastas, forts and castles. Beside these, 20 more buildings only mentioned in the written sources were discovered.The buildings were classified and analyzed in these 10 categories: name, place, present condition, history, architectural features, ornamentation, material and technique, inscriptionandsegment.Key words: Ünye, Ottoman Empire, Architecture 263
- Published
- 2012
39. Ekrem Hakkı Ayverdi hayatı, çalışmaları ve sanat tarihine katkıları
- Author
-
Akdaş Yaşar, Canan, Arslan, Celil, and Sanat Tarihi Anabilim Dalı
- Subjects
Art History ,Biography ,Ayverdi, Ekrem Hakkı ,Sanat Tarihi ,Ottoman architecture ,Art history ,Turkish architecture - Abstract
EKREM HAKKI AYVERDİ HAYATI, ÇALIŞMALARI VE SANAT TARİHİNE KATKILARIErciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler EnstitüsüYüksek Lisans Tezi, Nisan 2012Danışman: Yrd. Doç. Dr. Celil ARSLANÖZETBu çalışmada, ``Nasılsınız?'' sorusuna her zaman ?mavi gözlü uzun boyluyum'' diye cevap veren, İstanbul efendisi Ekrem Hakkı Ayverdi'nin sanat tarihinde kapsadığı yeri anlam ve önemi; dağılan bir imparatorluğun son ve kurulan yeni bir devletin ilk yıllarını idrak etmiş Osmanlı Devri Türk Mimarisi'ni bir meçhul olmaktan çıkarmış, bazıları hala tek başvuru kaynağı olma özelliğini koruyan restorasyon, restitüsyon, röleve çalışmaları, inşa ettiği yapılar, koleksiyonları, sanat tarihine kazandırdıkları eserler, bir araya getirilip vurgulanmaya çalışılmış olup, çocukluk yıllarından başlayarak hayatında önemli yere sahip insanların anıları ile Osmanlı aşığı Ayverdi'nin resmi, hususi hayatı bir bütün içinde ele alınmış, hakkında yapılmış araştırmalar, değerlendirerek bir sonuca varılmıştır.Anahtar Kelimeler: Osmanlı Devri, Türk mimarisi, Ayverdi, İstanbul, Sanat Tarihi, AYVERDI EKREM RIGHT LIFE, WORK AND CONTRIBUTIONS OF ART HISTORYErciyes University, Institute of Social SciencesMaster Thesis, April 2012Suppervisor: Assistant Professor. Celil ARSLANABSTRACTIn this study, the place covered in art history and the importance of Ekrem Hakkı Ayverdi, an İstanbul gentleman, who always gives the same respond- ?I am tall and blue eyed? to the question- ?How are you?? are clarified. He has comprehended late times of collapsed empire and early times of new state. He has prevented Turkish Architecture of Ottoman Era from being unknown. His restoration, his restitution, his survey works, some of wihich are already the only reference sources, his buildings, his collections, his art works are collected and emphasized. The memories of people who have important roles in his life starting from his childhood and the photo of Ayverdi, an Ottaman lover, and his private life are tackled as a whole. A conclusion is reached by evaluating the researches about him.Keywords: The Otoman, Turkish Architecture, Ayverdi, İstanbul, Art History 127
- Published
- 2012
40. Gebze ve çevresindeki Türk-İslam devri yapıları
- Author
-
Yavuzyilmaz, Ahmet, Gündoğdu, Hamza, and Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı
- Subjects
Art History ,Kocaeli-Gebze ,Çoban Mustafa Pasha Mosque ,Sanat Tarihi ,Ottoman architecture ,Turkish architecture ,Mosques - Abstract
Araştırmanın ana hedefi ilçe merkezinde ve köylerde bulunan Türk- İslam devrinde inşa edilen mimari eserleri Sanat Tarihi açısından değerlendirmektir. 14. yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren Türk-İslâm karakterini kazanan Gebze, Osmanlı mimarisi ve sanatının bir parçası olmuştur. Sanat tarihi açısından incelemeye çalıştığımız Gebze ilçe merkezi ile bu merkeze bağlı belde ve köylerde mimari açıdan çok zengin olmamakla birlikte incelenmeye değer eserler bulunmuştur. Bu eserlerin Türk-İslam sanatındaki yeri belirlenmeye çalışılmıştır. İlk Türk yerleşmeleri Selçuklularla birlikte başlamış ancak mimarlık faaliyetleri 14. yüzyıllardan sonra artmıştır. Ele aldığımız yapıların çoğu ise Osmanlı dönemine aittir.Bu çalışmada Kocaeli ili, Gebze ilçe merkezinde ve çevresinde bulunan Türk devri eserleri konu olarak seçilmiştir. Gebze'de günümüze ulaşmış bir adet külliye, üç adet cami, üç adet türbe, üç adet hamam, sekiz adet çeşme, iki adet köprü, bir adet kervansaray, bir adet namazgâh tespit edilmiştir.Çalışma dört bölümden oluşmaktadır.Birinci bölümde giriş başlığı altında ?Konunun Tanımı, Önemi ve Sınırları?, ?Yöntem?, ?Konuyla İlgili Yayınlar?, ?Gebze'nin Tarihi ve Coğrafyası? ve ?Seyahatnamelerde Gebze?, ?Gebze adının menşei?, üzerinde durulmuştur.İkinci bölümde katalog yer almaktadır. Gebze şehir merkezinde ve çevresinde tespit edilen anıtlar tezin katalog bölümünde detaylı bir şekilde tanıtılmışlardır. ?Mevcut Yapılar? ve ?Kaynaklarda Adı Geçen Ancak Mevcut Olmayan Yapılar? olmak üzere iki alt başlık altında ele alınmıştır. Anıtlar kendi içerlerinde planlarına göre gruplandırılmışlardır. Her yapı, ?Yeri?, ?Mimari Özellikleri?, ?Kitabe?, ?Tarihlendirme ve Geçirdiği Onarımlar? başlıkları altında değerlendirilmiştir. Yapıların tanıtımı plan, çizim ve Fotoğraflarla desteklenmiştir. Anıtların tarihlendirilmesinde öncelikli olarak yapılar üzerinde bulunan kitabeler kullanılmıştır. Kitabe bulunmayan yapılar ulaşılan arşiv kaynaklarına ve içerdikleri mimari özelliklerin bölgedeki ve civar illerdeki tarihleri bilenen benzer örneklere bakılarak tarihlendirilmişlerdir. Gebze ilçe merkezinde günümüze ulaşamayan yapılar belli bir plan çerçevesinde ele alınmıştır. Mevcut kaynaklardan elde edilen bilgilere bağlı kalınarak yeri ve özellikleri ortaya konulmaya çalışılmıştır.Üçüncü bölüm değerlendirmedir. Değerlendirme bölümünde Gebze ilçesinde ve Anadolu'nun diğer illerinde bulunan çağdaş yapılarla karşılaştırılmışlardır. Türk Devri Yapılarının genel özellikleri belirlenip, Anadolu'daki benzerleriyle karşılaştırılmıştır. Değerlendirme, ?Plan ve Mekân Anlayışı?, ?Malzeme ve Teknik?, ?Mimari Elemanlar?, ?Yapı Elemanları?, ?Süsleme? ve ?Kitabeler? başlıkları altında yapılmıştır.Dördüncü bölüm, sonuç bölümüdür. Bu bölümde ana hatları ile Gebze ilçesinde bulunan eserlerin Türk Sanatı içerisindeki yeri ve önemi üzerinde durulmaya çalışılmıştır.Bu çalışma ile Gebze'nin tarihini, kültürel ve sosyal yapısını ortaya koyan mimari eserler, bilimsel açıdan değerlendirilmeye çalışılmıştır.Anahtar Kelimeler: Gebze, Cami, Hamam, Çeşme, Türbe, Köprü, Namazgâh İThe main objective of the study is to evaluate the architectures which were built in city centers and villages during Turkish-Islamic age within the scope of Art History. Gebze, which achieved Turkish-Islamic character hence the first quarter of the 14th century, became a part of Ottoman Architecture and Art. Works that are worth to be studied but not very rich in terms of architecture were found in the city center of Gebze and the counties and villages of this city center where we tried to analyze within the scope of Art History. The importance of these works in Turkish-Islamic Art was tried to be determined. The first Turkish settlings started with the Seljuks but architectural activities increased after 14th century. Most of the architectures that we handled belong to Ottoman period.In this study, the architectures of Turkish Age in and around Kocaeli province and Gebze city center are chosen as subjects. In Gebze, It has been confirmed that there are one Islamic-Ottoman social complex, three mosques, three tombs, three baths, eight fountains, two bridges, one caravansary, and one open-air prayer place which are extant.The study consists of four chapters.In the first chapter, under the title of introduction, `The definition, importance and limitations of the Subject?, `The Method?, `the Publications related to the Subject?, `The history and geography of Gebze? and `Gebze in travel books?, `The origin of the name of Gebze? are emphasized.In the second chapter, there is the catalogue. The monuments which were confirmed in and around Gebze city center are introduced in details in the catalogue chapter of the thesis. This chapter has two titles: `Present Architectures? and `The Architectures which are mentioned in the sources but not present?. The monuments are categorized according to their layouts. Every structure is evaluated under the titles of `Place?, `Architectural Features?, `Epitaph?, `Date and Renovations?. The presentations of the structures are supported with plans, drawings and photographs. While determining the dates of the monuments, the epitaphs which are existent on the structures were primarily used. The dates of the structures which do not have epitaphs were tried to be determined by looking at the archive documents and the same examples in the region and neighboring provinces. The structures in Gebze city center which are not extant are studied within a certain plan. The place and their features were tried to be presented according to the information gained from existing sources.The third chapter is the evaluation section. In the evaluation section the structures in Gebze and the other cities of Anatolia were compared. The general characteristics of Turkish Age have been determined and compared to the similar examples in Anatolia. The evaluation has been done under the titles such as `the Perceptiveness of Plan and Place?, `Material and Technique?, `Architectural Elements?, `Structural Elements?, `Ornamentation? and `Epitaphs?.The fourth chapter is the conclusion. In this chapter, generally, the place and the importance of the works in Gebze in terms of Turkish Art History are emphasized.In this study, the history of Gebze, the architectural works that show the cultural and social structure of Gebze are evaluated.Key Words: Gebze, Mosque, Bath, Fountain, Tomb, Bridge, Open-air prayer place. 777
- Published
- 2012
41. Ordu ve ilçelerindeki Türk Dönemi mimari eserleri
- Author
-
Özdemir, Esin, Aytekin, Osman, and Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı
- Subjects
Historical place ,Historic structures ,Baths ,Ordu ,Bridges ,Turkish architecture ,Historic buildings ,Art History ,Turkish Period ,Sanat Tarihi ,Ottoman architecture ,Tombs ,Fountains ,Ottoman Period ,Architectural works ,Mosques - Abstract
Doğu Karadeniz bölgesinde yer alan, Ordu ve çevresinde XV. yy.'da kesin olarak başlayan Osmanlı cami mimari Osmanlı dönemiyle başlamıştır.Özellikle İslam mimarisinin önemli eserlerinden olan; cami, türbe, hamam, çeşme ve köprü Ordu'da görülen başlıca eserler arasındadır. Bizde çalışmamızda Türk dönemine ait mimari eserlerin tümü inceleyerek, o dönem özellikleri ile plan, mimari ve süsleme üsluplarıyla açıklamaya çalıştık.Yapılan çalışmada yöredeki yapılarda etkin bir mimari birliğin olduğu gözlenmiş ve genel itibariyle eserlerin çoğu, batılaşma dönemi ve yöresel mimari özellikleri ile ele alınmış olduğu saptanmıştır.Türk dönemin içerisinde zengin bir mimari yapılaşmaya sahip olan Ordu, Türk- İslam medeniyetinde baştan beri gördüğümüz ve Osmanlılarda da devam eden taşra tipini eserleri üzerinde barındırmasıyla da dikkat çekmektedir.Tez konumuzu oluşturan söz konusu yapıların özgün bir üslupta ve komşu sanat çevrelerini etkiler nitelikte olduğu soncuna varılmıştır. Dates from 15th century the Turkish dominance in architecture can be seen very easily in Ordu and its surrounding which is situated in the eastern of blacksea region.Especially;some important Islamic architectural works, for example; mosques, tomb, Turkish bath, drinking fountain and bridge can be seen in Ordu. By examining all the Turkish architectural works of that period we have tried to explain the characteristics of their planning, architecture and decorating style.We observed in this study that there is a great similarity among the architectural works in Ordu and most of the works were affected by the western time and regional architectural characteristics.Ordu has got an effective and rich architectural work throughout the Turkish period, it has the country style in the buildings which can be seen easily throughout Turkish and Islamic civilization and Ottoman building style.In our thesis, it is resulted that those buildings have a peculiar style and this peculiar style has affected its neighbours strongly 277
- Published
- 2011
42. Anadolu Türk Mimarisi'nde cami ve mescitlerde pencere açıklıklarının gelişimi (İç Anadolu Bölgesi ölçeğinde 12-20. yy.)
- Author
-
SAĞIROĞLU ARSLAN, ASLI, Denktaş, Mustafa, and İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı
- Subjects
Anatolia architecture ,Windows ,Art History ,Architectural characteristics ,Central Anatolia region ,Sanat Tarihi ,Openness ,Masjids ,Turkish architecture ,Mosques - Abstract
Işık mimari eserlerin iç mekânlarının daha iyi algılanabilmesi için gerekli en önemli etkendir. Işığın mimari yapı içerisine girmesini sağlayan mimari öğe pencere açıklıklarıdır. Pencere, yapıya göz fonksiyonu kazandıran ve o yapıya ışık, hava, ısı ve ses geçirimliliğini sağlayan önemli bir yapı elemandır.?Anadolu Türk Mimarisi'nde Cami ve Mescitlerde Pencere Açıklıklarının Gelişimi? adlı bu doktora tezinde İç Anadolu bölgesi illerinde yer alan dini mimarlık anıtlarının pencere açıklıkları incelenmiştir. Bu araştırmada, Anadolu Türk Dini Mimarisi'ndeki pencere açıklarının; 12.yüzyıldan başlayarak; Cumhuriyet dönemine kadar olan tarihsel süreç içerisindeki biçimlenişleri, gelişimi ve değişimi konu olarak seçilmiştir.Tezin amacı gün geçtikçe yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalan, yıkılan ya da yapılan müdahale ve onarımlarla orijinal hallerini kaybeden pencere açıklıklarını bütün yönleri ile ele alarak incelemek ve belgelemektir. Bu araştırmanın bir diğer amacı; pencerelerin 12.y.y.'dan başlayarak, 20.y.y. başlarına kadar geçen tarihi süreç içerisinde gelişimini ve değişimini ortaya koymaktır. Ayrıca bu pencerelerin orijinal olanlarının rölovelerini çıkararak envanterlemek, çalışmanın sonuçlarını sanat tarihi bilimine sunmak, onarımlarda uzmanlara kaynak olabilecek ön araştırmayı oluşturabilmek, tezin amaçları arasında sayılabilir. Anadolu Türk dini mimarisinde aydınlatma ve pencereler konusunda araştırmacıların dikkatini çekmek de tezin amaçlarından bir diğeridir. Bu doktora tezinde, İç Anadolu bölgesi ölçeğinde 90 adet cami ve mescidin pencereleri bütün özellikleri ile ele alınarak, detaylı olarak incelenmiştir. Pencere aynı zamanda çok önemli bir cephe elemanı olduğu için; pencere açıklığının tarihi süreç içerisindeki gelişimini tespit edebilmek, aynı zamanda cephe gelişimini belirleyebilmekle mümkündür. Tezin kataloğuna alınan 90 yapıdan 19 adet yapı Anadolu Selçuklu, 22 adet yapı Beylikler ve Erken Osmanlı, 18 adet Klasik Osmanlı dönemi ve 31 adet yapı da Geç Osmanlı Döneminde inşa edilmişlerdir. Kataloğa alınan Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı dönemlerine ait mescit ve camilerin seçiminde, günümüze kadar orijinal özelliklerini büyük oranda korumuş olduklarını düşündüğümüz örneklerin seçilmesi yönünde çaba harcanmıştır. Bununla birlikte, bu anıtların orijinal pencereleriyle günümüze ulaşabildikleri yönünde bir iddiayı savunmak da mümkün değildir. Mutlaka bu yapılardaki pencerelerin büyük bir bölümü, farklı tarihlerdeki onarımlarda müdahaleye uğramış ve yenilenmişlerdir.Tezin saha çalışması; İç Anadolu Bölgesinde yer alan il merkezleri ve ilçelerindeki Türk Devri cami ve mescitleri pencerelerine göre incelenip; kataloğa alınacak olanlar belirlenerek gerçekleştirilmiştir. Arazi çalışması sırasında belirlenen yapıların Total Station adlı özel bir ölçülendirme aletiyle bütün cephelerinin ölçüleri alınmış ve rölöveleri çıkartılmıştır. Çalışmaya alınan bütün cami ve mescitlerin genelden özele ayrıntılı fotoğrafları çekilmiştir. Arazi çalışması sırasında anıtların tamamı bulundukları yerde incelenerek; pencere açıklıklarının cephelerdeki konumları ve biçimleri ile ilgili gözlem fişleri hazırlanmıştır. Kaynak araştırması ve arazi çalışması sırasında elde edilen bilgi, belge ve görsel malzemelerden yararlanılarak, tezin katalog kısmı oluşturulmuştur. Tezde fotoğraflar, her bir katalog metninin arkasına yerleştirilmiştir. Çalışmanın değerlendirme bölümünde, katalog bölümünde ayrı ayrı tanımlanan cami ve mescitlerdeki pencereler; ilk önce tarihlendirme alt başlığı altında ele alınmış, sonrada sırasıyla cephelerdeki pencere açıklıklarının düzeni, pencerelerde kullanılan malzeme, pencere tipolojisi, dış cephede ve iç mekandaki pencerelerin elemanları ve süsleme alt başlıkları altında detaylı olarak değerlendirilmiştir. Tezin sonuç bölümünde ise 12.y.y'dan başlayarak 20.y.y başlarına kadar geçen tarihi süreç içerisinde pencerelerin mimaride nasıl kullanıldığı, cephelerde nasıl değişiklikler olduğu, malzeme, boyut, teknik, biçim ve süslemelerde ortaya çıkan uygulamalardan elde edilen sonuçlar ortaya konulmuştur. Sadece bir yapının cephelerindeki pencere açıklıkları ayrıntılı olarak incelenerek de yapı tarihlendirilmesi yapılabilmektedir. Bu doktora tezinin en çarpıcı sonuçlarından biri pencere elemanlarının, yapıların tarihlendirilmesine olan katkılarıdır.Anahtar Kelimeler: Pencere, Açıklık, Anadolu Türk Mimarisi, Cephe Gelişimi Light is the most significant factor in order to perceive the interiors of the architectural works. The architectural element which enables the light penetrate into the architectural building is window openings. Window is an important element of building gaining the work a function of eye and permeability of light, air and sound.Throughout this dissertation titled `The Development of Window Openings at Mosques and Masjids in Anatolian Turkish Architecture?, the window openings of religious architectural monuments in the provinces at Inner Anatolian Region have been examined in a scientific and elaborate way. The formation, development and change of the window openings in Anatolian Turkish religious architecture in the course of historic process beginning from 12th century to Republic Age has been handled within the framework of this study.The main purpose of the dissertation is to examine and document the window openings along with all their characteristics which are subject to the danger of disappearance due to various reasons and have been wholly collapsed or lost their original features as a result of incorrect restoration activities. Another purpose of the research is to cast light on the development and change of the windows in the course of historic period beginning from the 12th century to the early 20th century. Among the other purposes of the research are making inventory of the windows ?only those in their original station as it was built- along with their plans, presenting the conclusions obtained from the study into the science of art history, forming the pre-research phase to be used by the related experts at repairs. Catching the attention of the researchers on the lighting and windows in Anatolian-Turkish religious works can be referred as another aim of the study. Throughout this PhD dissertation, the windows of 90 mosques and masjids on the scale of Inner Anatolian Region have been covered with all their characteristics and examined in an elaborate method. Since window is an inseparable element of facade, concluding what kind of development line window opening has followed for ages depends on determining the development of façade during the process.Of totally 90 works catalogued in this dissertation, 19 of those were built in Anatolian Seljuks period, 22 of those were constructed in the period of Anatolian Beylikhs and Early Ottoman, 18 of them were the works of Classical Ottoman buildings, and the rest (31 buildings) were built in Late Ottoman period. At the phase of determining the mosques and masjids belonging to the Anatolian Seljuks, Anatolian Beylikhs and Ottoman period to be catalogued, those which have been thought to keep much of their original station to a great extent till the present have been preferred. However, it is not possible to adduce without thinking about the reverse that all these monuments have come to the present with their windows in their original station as they were built. Many of the windows at these works might have been renewed or restored at different dates in the course of time.The field research of the dissertation was launched with the mosques and masjids of Turkish Age in the provinces and towns in Inner Anatolian Region examined based on their windows, which was then followed with the phase of determining those to be catalogued. All the measures of the determined works during the field research have been taken with a special measuring tool called Total Station, and the whole measures have been carried onto the plans of the buildings. All the mosques and masjids to be included into the dissertation have been photographed from the general to the special. All of the monuments have been examined at their locations, and observation cards have been prepared about the forms and situations of the window openings on the facade. The catalogue chapter has been created with the related knowledge, documents and visual materials obtained during the field research and resource researching. The photographs in the dissertation have been placed just after each catalogue text. At the assessment chapter, the windows at the mosques and masjids to be identified individually at the catalogue chapter have been elaborately handled under the various sub-headings- the first dating and then in order, order of window openings on facades, materials used at windows, window typology, window elements at the facade and interior space, and decoration. At the conclusion chapter, there has been mentioned about the obtained conclusions, such as in what way were the windows used in architecture from the 12th century to the early 20th century, what kind of changes occurred at facades, the other application details on material, dimension, technique, form and decoration. Any architectural work can be dated to any period by elaborately examining the window openings on its facades. One of the most remarkable conclusions this PhD dissertation argues has been the significant contribution of the window elements to dating the buildings.Key Words: Window, Opening, Anatolian Turkish Architecture, Facade Development. 2113
- Published
- 2011
43. Anadolu Türk Mimarisinde tabhaneli camiler
- Author
-
Acar, Türkan, Çakmak, Şakir, Sanat Tarihi Anabilim Dalı, and Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Subjects
Religious architecture ,Art History ,Architectural characteristics ,Sanat Tarihi ,Sanat Tarihi A.B.D ,Turkish architecture ,Mosques - Abstract
Bugün cami mimarisi içerisinde değerlendirilen tabhaneli camiler, Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluşunda ve gelişmesinde etkin olan ahiler ve gezici dervişler için inşa edilmiş dini işlevinden çok sosyal amaçlara hizmet eden yapılardır. Bu yapı tipi Orta Asya'dan beri Türk mimarisinde hemen hemen tüm yapı türlerinde sevilerek kullanılan dört eyvanlı şemadan doğmuştur.Anadolu'daki tabhaneli camiler XIV. yüzyıldan XVI. yüzyıla kadar süren bir devre içinde inşa edilmişlerdir. İbadet dışında değişik amaçlar için inşa edilen yapılar, hizmet ettikleri kurum ve kişilere ihtiyaç kalmayınca, tamamen cami işlevini almışlardır. Bu işlev değişimi ile birlikte yapıların plan şemasında özgün dokuya uymayan bazı uygulamalara gidildiği tespit edilmiştir. Yapılan değişimler, yapıların karakteristik unsurlarından biri olan avlu ve tabhane mekanlarında görülmektedir. Kapı, pencere, şadırvan ve aydınlatma feneri gibi mimari detaylarda da değişimler dikkat çekmektedir.Bu çalışmada, Anadolu'daki tabhaneli camileri bir bütün olarak ele almak ve plan şemasından yola çıkılarak bir tipoloji oluşturulması hedeflenmiştir. Bu bağlamda öncelikle arşiv çalışmaları yapılmış ve bugün ayakta olan 64 adet tabhaneli cami tespit edilmiştir. Arazi çalışmalarında yapıların rölöveleri alınmış ve fotoğrafları çekilmiştir. Katalog bölümünde yapıların kronolojik olarak sıralanmıştır. Bu bölümde tek tek ele alınan yapıların mimari ve süsleme özellikleri belirtilerek, Anadolu'da ve Anadolu dışındaki benzer tabhaneli camilerle karşılaştırmaları yapılmıştır. Yapılar ile ilgili 4 adet vaziyet, 71 adet rölöve planı, 14 adet rölöve kesiti, 14 adet rölöve görünüşü, 21 adet rölöve yapı detayı, 14 adet restitüsyon planı, 46 adet geometrik süsleme, 51 adet bitkisel süsleme, 4 adet yazı süslemesi çizilmiştir. Yapılan bu çizimler Autocad 2004, Archicad 12-13, Corel Draw 11 çizim programları ve serbest el tekniği ile hazırlanmıştır. Mosques with tabhanes, layouts of which are still being employed in contemporary mosque architecture, served rather for social purposes to serve Akhis and travelling Dervishes who were considered as critical agents in the establishment and development of Ottoman Empire. This particular typology emerged out of four-iwan schema which was repeatedly used within traditional Turkish architecture having its roots in Central Asia.Mosques with tabhanes in Anatolia were built in the period between XIV and XVI. centuries. Soon after the institutions and people which these mosques had served for had disappeared, these buildings served solely for worshipping. It has been documented that, due to the change in use, there have been some changes which were not in harmony with the original design. These interventions are visible in certain parts within these buildings such as courtyards and tabhanes spaces. These interventions are also visible within small scale architectural elements such as doors, windows, fountains and lantern.This study aims at comprehensively evaluating the set of Mosques with tabhanes at hand, and generating a typology based on existing layout schemas. The first step was to conduct an archival study in order to enlist 64 existing Mosques with tabhanes. Subsequent field study involved building surveys including photographic documentation at each site. The catalog we have created chronologically enlists these Mosques with tabhanes we have documented. Within the catalog section, we have presented the architectural and ornamental features of each Mosques with tabhanes alongside comparisons with similar type buildings inside and outside of Anatolia. We have drafted four site plans, seventy-one as-is floor plans, fourteen as is sections, fourteen as-is elevations, nineteen as-is decoration details, fourteen restitution plan, forty-six geometric decorations, fifty-one plant-based decorations, and four inscription details. These illustrations are either hand drawings or were prepared by employing computer-aided design softwares including AutoCAD 2004, ArchiCAD 12-13, Corel Draw 11. 1139
- Published
- 2011
44. Günümüz Türk mimarisine felsefeyle bakmak
- Author
-
Bayrak, Metin, Tepe, Harun, Sönmez, M. Zeki, and Felsefe Anabilim Dalı
- Subjects
Philosophy ,Cultural industry ,Felsefe ,Art History ,Architecture ,Culture ,Sanat Tarihi ,Architectural ,Mimarlık ,Ideology ,Turkish architecture ,Modernization - Abstract
Bu çalışmada Mimariye ve özellikle `Günümüz Türk Mimarisi'ne 20. yüzyılda etkili olan dört filozofun kavramlarıyla ?felsefeyle- bakılarak mimarlığın bir tür felsefi eleştirisi yapılmakta; Zeitgeist ile mimarlık arasındaki ilişkinin mimari yapılarda nasıl nesnelleştiğinin yanıtı aranmaktadır.Çalışma, dört bölümden oluşmaktadır. ?Giriş? bölümü, çalışmanın amacını, kapsamını ve yöntemini içermektedir. ?Mimarlık ve Modernite? başlıklı birinci bölümde, Mimarlık ya da Mekânın Evrimi, Moderniteden Postmoderniteye Mimarlık, Türk Modernleşme Projesi Olarak Mimarlık işlenmekte. İkinci bölümde ise felsefe, sanat, teze konu olan mimarlık objelerinin aynı zamanda bir sanat objesi (de) olabilmesi nedeniyle N. Hartmann ve Yeni Ontoloji anlatılmakta. Tezin, Kavramsal Çerçevesini oluşturan İdeoloji, Kültür Endüstrisi ve İktidar kavramları üçüncü bölümde ele alınmakta; bu bölüm, Yirminci Yüzyıla Dair Birkaç Değini, Altusser'in ?İdeoloji? Kavramı ve İdeoloji Açısından Mimarlık; Adorno'nun ?Kültür Endüstrisi? Kavramı ve Kültür Endüstrisi Açısından Mimarlık ve Foucault'un ?İktidar? Kavramı ve İktidar Açısından Mimarlık alt başlıklarından oluşmakta. ?Mimariye Felsefeyle Bakmak? adlı dördüncü ve son bölümde, Mimarlık ve Eleştiri, Mimariye Felsefeyle Bakmak, Mimarinin Felsefi Eleştirisi, Felsefe ve Sanat konu başlıklı II. Bölümde serimlenen N. Hartmann'ın Yeni Ontolojisi temele alınarak kavramsal çerçeve ile çalışmaya konu olan mimari yapıların eleştirilerinde ulaşılan sonuçların kısaca değinildiği Ara Sonuç ?Sonuç? altbaşlıklarından oluşmakta.?Sonuç? bölümünde, çalışmanın sonucunda ulaşılan mimarlık - felsefe ilişkisi ve günümüz mimarisine ve Türk mimarisine felsefe ile bakılınca görülenler serimlenmektedir. Sonuç, iki açıdan ele alınmakta: birincisi, mimari yapılar, tezimiz temel kavramsal çerçeve sunan filozofların kavramları ile ?nasıl? görünmekteler; bize neler anlatmaktalar? İkincisi, ?ele alınan yapılar, üretildikleri kentler ve toplumsallıkla felsefi anlamda bir ilişki kurmuş mudur?? ?Konu edinilen yapılarda kırıntılar şeklinde de olsa bulunduğu `yer'e ait herhangi bir unsur var mıdır? Varsa bu nasıl işlenmiştir?? ?Bulunduğu `yer' ile ilişki kurmayan ya da kuramayan bir mimarlık objesinin bir `mimari'ye sahip olduğu söylenebilir mi?? vb. sorular irdelenmekte.Yapı görselleri, IV. Bölüm'de Mimarinin Felsefi Eleştirisi adlı altbaşlıkta mimari eleştirileri yapılan yapılarla birlikte verilmekte.Anahtar sözcükler: Mimarlık ve Felsefe, Türk Modernleşmesi, Mimarlık Eleştirisi, Mimarinin Felsefi Eleştirisi Mimariye Felsefeyle Bakmak, İdeoloji, Kültür Endüstrisi, İktidar In this work philosophical criticism of the architecture is being carried out by looking at the architecture and especially at the present day Turkish architecture with the concepts, by philosophy, of the four philosophers who had been influential during the 20th century and the answer is sought for how the relationship between Zeitgeist and the architecture has become objective in these architectural buildings.This work contains four sections. The ?Introduction? section contains the objective, scope and method of the work. In the first section titled ?Architecture and Modernity?, the evolution of the Architecture or the Location, Architecture from the Modernity to the Post-Modernity, Architecture as the Turkish Modernisation Project have been described. In the second section philosophy, art and N. Hartmann?s New Ontology concept has been told as the architectural objects subject to the thesis could probably (also) be an art object. In the third section of the thesis, which is called ?Conceptual Framework: Ideology, Industry of Culture and Competence?, three different philosophers and their concepts are dealt with. The fourth and the last section, which is called ?Looking at the Architecture through Philosophy?, consists Architecture and Criticism, Looking at the Architecture through Philosophy, Philosophical Criticism of the Architecture and pre-conclusion, results reached about Architectural Buildings which are the subject of the thesis in the light of N. Hartmann?s New Ontology described in the second section called ?Philosophy and Art.?The conclusion is handled in two different points of view: the first one is, ?how the architectural buildings seem to us when they are contemplated with the concepts of the philosophers, who provide basic conceptual frame for our thesis, and what they tell us?. The second one, questions like, ?have the buildings that are studied in this work any relationship with the cities and societies, where they have produced in, in terms of the philosophy?? ?Have the buildings being studied in this work any kind of element that belongs to the `location? where they are built on, even in fragmented form??, ?If there are, how this has been shaped?? ?Is it possible to call an architectural object, which does not create any relationship with the location it is situated in, as architecture?? are examined.The building images are given with the buildings of which architectural criticism have been made in the fourth section called Philosophical Criticism of the Architecture.Key words:Architecture and the Philosophy, Turkish Modernisation, Architectural Criticism, Philosophical Criticism of the Architecture, Looking at the Architecture through Philosophy, Ideology, Industry of Culture, Power 230
- Published
- 2010
45. Osmanlı öncesi Türk mimarisinde çifte minareli cephelerin gelişimi (Anadolu, İran, Azerbaycan, Hindistan)
- Author
-
Denknalbant, Ayşe, Tanman, M. Baha, and Sanat Tarihi Anabilim Dalı
- Subjects
Art History ,Seljuks architecture ,Azerbaijan ,Minaret ,Ilkhans ,India ,Sanat Tarihi ,Anatolia ,Architectural ,Iran ,Turkish architecture ,Double minarets ,Architectural works - Abstract
Anadolu Selçuklu dönemi mimarisinde XIII. yüzyılın ikinci yarısından itibaren ortaya çıkan çift minareli taçkapılar gerek tek başlarına oluşturdukları anıtsallık, gerekse de cephe bütünü içindeki düzenlemeleriyle özel örnekler olmaktadırlar. Taçkapı ve çift minare ilişkisi ile Anadolu Türk mimarisinde XIII. yüzyılın ikinci yarısında karşımıza çıkan altı yapı da mimari ve süsleme özellikleriyle önemli örnekleri oluşturmaktadırlar.Konuyu bir bütün olarak ele almak için söz konusu yapı tipinin Anadolu dışındaki gelişimini de izlemek gerekmektedir. Cephede çift minare unsuruyla özellikle Azerbaycan ve İran'da karşımıza çıkan, gerek Anadolu yapılarından erken (XII. yüzyıl) ve gerekse de daha geç (XIII-XIV. yüzyıllar) örnekler konunun bütünlüğü ve Anadolu yapılarının gerektiği gibi incelenmesi için önem arz etmektedir. Tezde ele alınan çift minareye sahip taçkapı düzenin, Anadolu'da 1243'teki Moğol istilasından sonra ortaya çıkışı, araştırmacıları bir Moğol sanatı etkisi hakkında düşündürmüştür. Tezde, bu görüş de göz ardı edilmemiş ancak mimari gelişim çizgisi ve alt yapısıyla konunun sadece Moğol etkisiyle sınırlandırılmayıp bütünlük içinde değerlendirilmesine çalışılmıştır.Yapıların kaynak ve kökenleri, planlanan çalışmayı geniş bir coğrafi ve kültürel alt yapıda düşünmeyi gerekli kıldığından özellikle İran ve Azerbaycan'da, bu mimari tipe öncülük yapabilecek nitelikte erken tarihli ve Anadolu'daki yapılarla aynı yüzyıllarda inşa edilmiş yapılar çalışılmıştır.Tezde, çift minareli cephe düzenine sahip yapıların mimari problemlerinin yanı sıra, cephenin bir parçası olan minarelerin, yapı bütününde değerlendirilişi, genel cephe kompozisyonu içindeki yeri ile minareye geçişi sağlayan birimlerin iç mekân düzenine yansımaları incelenmiştir. The facades with the double minarets from the Pre Ottoman Anatolian Seljuk Period madrasahs and mosques are the topics of this thesis. The arrangement of the double minarets portals are monumental as independent appearance also they have an important place in the facade composition. The six examples of these buildings which have double minarets at Anatolia are very special and unique examples with their architectural and decoration characteristics from second part of the XIII. century.Especially these madrasahs with double minarets which were built in the XIII-XIV. centuries will examined with the parallel and different characteristics of their progress in Anatolia and near geographies. In the thesis, we will discuss the problems of the buildings with double minarets in a spacious geographie and cultural perspective. With this aim, the prototip buildings in the early periods and the same centuries buildings with the Anatolia buildings will examined, especially in the Azerbaijan and Iran. The facades with double minarets at Anatolia appear after the Mongol invasions, at 1243. Because of this, some researchers think about a Mongol influence on the Anatolian Seljuk architecture, especially on the double minarets facades. We keep these ideas but at the same time we tried to look to the topic with a general aspect with architectural and historical datas, as well.The tradation of the setting the minarets corner of the buildings or on/over the main portal/iwan in Azerbaijan and Iran have to be very important for the improvement of the Anatolian Seljuk buildings with double minarets. In the thesis this architectural progress line and the evaluation of the buildings will follow. In the thesis, the minarets as part of the front facade will examine. The evalution of the minarets in general of the madrasah and the place of the minarets in general front facade composition are important for the study. 537
- Published
- 2010
46. İstanköy(KOS)'de arşiv belgelerine göre Türk devri yapıları
- Author
-
Özata, Safiye, İbrahimgil, Mehmet Zeki, and Sanat Bilimi Ana Bilim Dalı
- Subjects
Istanköy island ,Madrasahs ,Art History ,Complexes ,Fortnesses ,Historic structures ,Sanat Tarihi ,Tombs ,Fountains ,Architectural works ,Historic buildings ,Turkish architecture - Abstract
Tarihi eserler bakımından zenginliklerle dolu önemli bir yerleşim merkezi konumundaki İstanköy'de inşa edilmiş binaların çoğunluğu Osmanlı dönemine aittir ve bu mimarî varlıklardan büyük bir kısmının Sanat Tarihi açısından şimdiye kadar yeterince incelenip tanıtılmadığı görülmektedir. Böyle bir boşluğu gidermek amacıyla, İstanköy(Kos)'de Arşiv Belgelerine Göre Türk Devri Yapıları başlıklı bu araştırmaya yönelerek, öncelikle daha önceki sınırlı sayıdaki yayınlar ve arşiv belgelerinde kayıtlı bilgilerin derlenmesi ardından, şehir merkezindeki mevcut binaları bizzat inceleyip, fotoğraflarla belgelemek suretiyle tespit işlemlerini tamamladıktan sonra, sistematik katalog düzeni içinde her birinin ayrıntılı tanıtımını ve ayrı bir bölüm halinde bütün eserlerin karşılaştırma ve değerlendirmelerini yaparak, Türk Sanatı Tarihi gelişim çizgisindeki yerlerini belirlemeye çalıştık.Araştırmamızda, İstanköy'ün mimarî varlıkları ile zengin bir şehir dokusuna sahip bulunduğu, halen ayakta kaldığı tespit edilebilen cami/mescid, türbe, hamam, şadırvan ve çeşme olmak üzere toplam 39 adet eser ile açıkça anlaşılmaktadır ve bunların tamamı bu çalışmamız kapsamına alınmıştır.Mevcut yapılar, kronolojik bakımdan 16. yüzyıl sonlarından 20. yüzyıla kadar geniş bir zaman dilimine aittir. Çoğu müstakil inşa edilmekle birlikte,Lonca Cami ve Yenikapı Camileri etrafında, bir kısmı arşiv belgelerinde geçen, bir kısım da yapı kalıntılarına dayanarak bir külliyle bütünlüğünü içinde tespit edilmeye çalışılmıştır.İstanköy'deki Türk Devri Mimarî Eserleri'ne yönelik bu araştırmamızla, konumuz kapsamındaki binalardan bir kısmının deprem, gibi afetlerle tamamen ya da kısmen ortadan kalktığı, günümüze sağlam gelebilmiş bir kısmının da insan eliyle yapılan tahribat izleri taşımalarından dolayı asıl vasıflarını kaybettikleri ortaya çıkmaktadır. Çoğunlukla bakımsız vaziyette kendi hallerine bırakıldıkları anlaşılan bu eserler hakkında, arşiv bilgilerinin derlenmesi, günümüze ait durumlarının belgelenmesi, topluca kataloglanarak tanıtılması ve sanat tarihi değerlerinin belirlenmesi şeklinde ana hatlarını sıralayabileceğimiz çalışmamız, esasen bilimsel kriterlerle sürdürdüğümüz bir araştırma ve inceleme ürünü oluşturmak maksadıyla hazırlanmıştır. Ama aynı zamanda bir daha tekrar yerine konulamayacak çeşitli niteliklere sahip İstanköy'deki Türk Mimarîsi'nin mümkün mertebe en iyi şekilde korunması, onarılması ve gelecek kuşaklara aktarılarak sonsuza kadar yaşatılmasına da katkı sağlayacağına inanıyoruz. İstanköy, rich in a number of historical monuments, is an important centre and the most of the buildings it has are belonged to Otoman period. It is understood that most of these architectural works have not been examined throughly yet. With the aim of fulling this gap, we intented to carry out a study named ?Turkish Period Buildings according to histoical documents?. First of all, the data from the publications and historical documents gathered. Then after examining the buildings in the city center and confirming them via taking photographs, each was identified with a systematic catalogue and evaluted by comparing to determine their places in Turkish Art History.One can easly understand that İstanköy is rich with an architectural point of view. Thus, in our study, 39 historical buildings such as mosque, turbe, bath, şadırvan, and foundation are determined and the whole of them are examined.The studied buildings belong to a wide range of time from 16. century to 20. century . While most of them are situated alone,, Lonca Mosque and Yenikapı Mosque have some other buildings around. The buildings around are determined with the helping of the historical documents and supposed to have been built as Külliye.In our study related to the Turkish Architectural Traces in İstanköy, it is found out that the buildings in the area have lost their originality because of having been destroyed by the natural disasters such as earthquakes and by the people around. In our study the historical documents were gathered, the buildings were confirmed and indentified with systematic catalogues and we tried to evaluate their values in art history. The main purpose of this study is not just to identify the buildings in İstanköy from the scientific point of view but to attract attention to save, recontruct and make them live for generations. 338
- Published
- 2010
47. The conservation and restoration problem of the wall paintings on turkish architecture in İzmir
- Author
-
Değerli, Ahu Simla, Sayan, Yüksel, Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, and Türk Sanatı Anabilim Dalı
- Subjects
Art History ,Architectural characteristics ,Architectural structure ,Restoration ,Izmir ,Türk Sanatı A.B.D ,Duvar Resmi, Restorasyon, İzmir ,Sanat Tarihi ,Wall Paintings, Restoration, İzmir ,Historic preservation ,Wall paintings ,Turkish architecture - Abstract
Batılılaşma Dönemi ile birlikte klasik Osmanlı anlayışı ve zevki değişmiş, sanat yeni bir boyut kazanmaya başlamış ve Avrupa stilleri Türk sanatında uygulanmaya başlamıştır. Bu uygulamaların çeşitliliği mimaride görülürken duvar resimleri de klasik Osmanlı tarzından farklı olarak gelişen ve değişen bir sanat dalı olarak sahneye çıkmıştır.İstanbul ve ardından Anadolu'nun çeşitli bölgelerine yayılan duvar resimleri İzmir ve çevresindeki yapılarda da karşımıza çıkar. Bu resimlerden kimileri dış dünyayı olduğu gibi kopyalamaya yeltenmeyen büyütülmüş minyatürler olarak kendini gösterirken, kimileri ise batılı bir kavram olan natüralizm ve bunun alt başlıklarını oluşturan perspektif, ışık-gölge gibi öğeleri içinde barındırmışlardır.Bu çalışma, İzmir Türk Mimarisinde yer alan ve çoğunlukla Batılılaşma Dönemine tarihlendirilen duvar resimleri ve onların gördüğü onarımları konu almaktadır. Çalışmada; İzmir merkez ve çevresinde yer alan ev, cami, şadırvan, konak, köşk gibi yapılarda bulunan duvar resimlerini tespiti ile bunlara ait eski belgelerin incelenmesi, eski ile yeni fotoğraflar arasında karşılaştırma yapılmak suretiyle eserlerin özgün niteliklerinin araştırılması ve yapılan restorasyonların hangi aşamalardan geçtiğinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Halen hiç onarım görmemiş duvar resimli yapılara da katalog içinde yer verilmiştir. Böylelikle konu bir bütün halinde ele alınıp, yapılarda bulunan resimlerin birbirleri ile olan benzerlik ve farklılıkları ortaya konulmaya çalışılmıştır.Çalışmamda ayrıca bozulma durumundaki duvar resimlerinin bir bölümü için örnek restorasyon önerileri sunulmuştur. With the Westernisation period, traditional Ottoman norms and likes changed, art acquired a new dimention and European styles were adopted within Turkish art. As varieties of such practices can widely be seen in architecture, wall paintings appeared as an art form that has developed and changed differently from traditional Ottoman style.Wall paintings that spreaded first to Istanbul and then to various location in Asia Minor also appear in buildings of Izmir and its environs. While some of these paintings were made as enlarged miniatures which do not pretend to mimic the external world; some contained the Western Naturalism styles and perspective, light and shadow elements which constitute its key points.This study is focused on wall paintings which appear in Izmir Turkish Architecture mostly dated in the Westernisation Period and restoration work on them. In this study it has been targeted to list the wall paintings in houses, mosques, gazebos, mansions and stately buildings in central Ismir and environs with resercahing of old records of them and investigating the authentic attributes and stages of restorations on them by means of comparing their old and new photographs. The catalog also contains buildings with wall paintings that did not undergo any restorations as well. With this method it was attempted to similarities and differences of the wall paintings in such buildings by having a holistic look at the area.In my study it has also been presented sample restoration proposals for some of the wall paintings that are in the process of decay. 222
- Published
- 2010
48. Bursa ilinde türbeler (XVI-XIX. yüzyıl)
- Author
-
Gökarslan, Ufuk, Yavaş, Alptekin, and Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı
- Subjects
Turkish art ,Art History ,Architectural characteristics ,Bursa ,Ottoman art ,Ornamentations ,Sanat Tarihi ,Architectural elements ,Plan ,Tombs ,Materials ,Turkish architecture - Abstract
Türkler tarafından yaygınlaşan anıtsal mezar yapma geleneği İslamiyet öncesinde başlamış olup, İslamiyetin kabulüyle birlikte devam etmiştir. Türklerin Anadolu'yu fethetmesiyle birlikte Anadolu öncesi türbe mimarisinde oluşan birikimin Anadolu'daki zengin kültürle harmanlanmasıyla önemli bir gelişim sağlanmıştır. Bu gelişim özellikle Bursa'da başlayan ve İstanbul'da zirveye ulaşan Osmanlı sanatında görülmektedir. Bu açıdan bakıldığında Türk Sanatında yüzyıllar öncesine dayanan türbe mimarisinde klasik şemanın oluşumunda Bursa'nın önemli bir paya sahip olduğunu söylemek yanlış olmaz.Bursa'nın erken dönem Osmanlı türbeleriyle ilgili yeterli sayıda çalışma bulunmaktadır. Ancak XVI. yüzyıldan sonra yapılmış Bursa Türbeleri hakkında derli toplu bir çalışma yoktur. Bu çalışma XVI. yüzyıldan sonra yapılan Muradiye Türbelerini de içine alıp, XIX. yüzyıla kadar olan Bursa İlindeki Türbeler tanıtılmıştır. Osmanlı'nın ilk devrinde yapılmış olmalarına rağmen XIX. yüzyılda yapılan onarımlarla yenilenen Osmangazi, Orhangazi ve Emir Sultan Türbeleri de katalog'da yer verilmiştir.?Bursa İlinde Türbeler (XVI.-XIX. Yüzyıl)? adlı çalışmada Bursa ilindeki 25 türbenin plan, mimari, malzeme ve süslemeleri ayrıntılı biçimde ele alınmıştır. Bu yapılar fotoğraf ve çizimlerle desteklenerek dönemi içindeki yeri ortaya konmaya çalışılmıştır. Ayrıca incelenen yapıların Anadolu Selçuklu, Beylikler ve erken Osmanlı türbelerindeki benzer örnekleri dipnotlarla belirtilmiştir. The tradition that was making the monumental tombs was become widespread by Turks before Islam, and continued with the adoption of İslam. With the conquering Anatolia, Turks achieved a significiant improvement with blending the rich culture of Anatolia and the tomb architecture of before Anatolia. This progress is seen in Ottoman Art that starts from Bursa to İstanbul. Viewed from this angle, it is?nt wrong to say the evoluation of classic schema of the tomb architecture in Turkish Art, there is an important effect of Bursa.İn Bursa, there isn?t enough study of early times Ottoman Tombs. There isn?t well organized study about Bursa Tombs that made after XVI. century. This study includes Muradiye Tomb that made in XVI. century and the tombs of Bursa that made until XIX. century. Also Osmangazi, Orhangazi and Emirgazi Tombs take place in this catalogue. Although these tombs made in the first times of Ottoman, they repeared in XIX. century.İn the study called ?Tombs of the Bursa (XVI.-XIX. Century)? the plan, architecture, materials and decorations of 25 tombs were discussed in detail. These structures are supported by photographs and drawings with in the period where we have tried out. The examples of Anatolian Seljucks Emirates and similar examples of early Ottoman tombs studies was mentioned in footnotes. 220
- Published
- 2010
49. Early Ottoman architecture (Edirne) wall texture
- Author
-
Kartal, Yusuf, Türkmen, Nalan, Türk Sanatı Anabilim Dalı, Türkmen, Fatma Nalan, and Türk Sanatı Ana Bilim Dalı
- Subjects
Edirne ,Architectural texture ,Türk Sanatı ,Walls ,Ottoman State ,Architectural ,Mimarlık ,Turkish architecture ,Art History ,Architectural characteristics ,Architecture ,Sanat Tarihi ,Ottoman architecture ,Mimari, Türk ,Ottoman Period - Abstract
Ö Z E T Osmanlı Devleti’ne uzun süre başkentlik yapan ve önemli merkezlerdenbiri olan Edirne; askeri, ekonomik, ticari, sosyal ve kültürel açıdan büyük gelişme kaydetmiş önemli şehirlerdendir. Osmanlılar, Edirneyi topraklarına kattıktan sonra burada yoğun inşa faliyetlerine başlamışlardır. Balkan Savaşları, Rus İstilası, 1752 ve 1757 depremi, yangınlar, ihmalsizlik ve bakımsızlık gibi nedenlerden dolayı yüzyıllar içinde birçoğu tamamen yok olmuş bir çoğuda harap durumda günümüze ulaşmışdır.“Erken Osmanlı Mimarisi (Edirne) Duvar Dokusu” adlı bu çalışmada; Edirne Merkezde, 16 yapı duvar dokusu özellikleri bakımından incelenmiştir. Belirlenen bu yapılar, duvar çizimleri ve fotoğraflarla belgelenerek, kullanılan malzeme - duvar örgü sistemleri tanımlanmış ve malzeme özellikleri ayrıntılı bir biçimde değerlendirilmiştir. Çeşitli yayın ve kaynakların yardımı ile hazırladığımız çalışmamız, beş bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde, Edirne’de Erken Osmanlı dönemi siyasi yapı ve mimari faliyetler, konunun önem ve niteliği, çalışma yöntemi, yararlanılan kaynak ve araştırmalar hakkında bilgi verilmiştirİkinci bölümde; duvarlar ve duvarda kullanılan malzemeler hakkında genel açıklayıcı bilgiler verilmiştir.Üçüncü bölümde; Katalog başlığı altında; örnekler kronolojik olarak sıralanmış, yapıların yayınlarda geçen tarihçesinden, mimari özelliklerinden kısaca bahsedilmiş, yerinde yapılan incelemelerle yapının durumu belirlenmiş, ilk yapımdan gelen özellikler tespit edilmeye çalışılışılarak, duvar dokuları; kullanılan malzeme ve istif yöntemleri açısından duvar örgü şekilleri şekilleri çizilerek, detaylı bir şekilde incelenmiştir. Her bir yapı için bir fiş düzenlenmiştir. Bu fişte yaptıran, mimar ya da usta, inşa tarihi, mimari özellikler, yapının geçirdiği onarımlar ve yönlerine göre duvar yüzeyleri taş, tuğla, derz ölçüleri, harç özellikleri istif yönleri açısından değerlendirilmiş, fotoğraflar ve çizimlere yer verilmiştir. Dördüncü bölümde, örneklerde ortaya çıkan malzeme özellikleri ve istif yöntemine göre değerlendirmeler yapılıp tablolar oluşturulmuş. Sonuç bölümünde, ilk önce kullanılan malzemenin değerlendirilmesi yapılmış; istif yöntemine göre kullanılan malzemelerin özellikleri açıklanarak aynı dönem Bursa örnekleri ile karşılaştırılmıştır. ABSTRACT Edirne to been one of the important centers and long-term capital of Ottoman State is a city that made big progress regarding military, economic, commercial, social and cultural issues. After Ottomans conquer the Edirne they had started to busy building actions here. Some of these buildings reached to present-day as wrecks and some of them were destroyed inside of centuries because of Balkan Wars, Russia Irruption, the earthquake in 1752 and 1757, fires, negligence, squalidness, and such causes.In this study called “Early Ottoman Architecture (Edirne) Wall Texture”, 19 buildinga been observed in point of their wall texture features in center of the Edirne. Materiel cognizance – wall design systems of these specified 19 buildings been described and material features been commented in detail by authenticating with wall drawing and photos. The study been prepared by utilizing various editions and sources consists of three chapters. In the first part, been informed about politic structure and architectural actions of Early Ottoman period in Edirne, the importance and quality of subject, study method, and the utilized sources and researches.In the second chapter, general explanatory knowledge been informed about walls and their materiel cognizance. In the third chapter, under the Catalog title; the examples been sequenced chronologically, been mentioned about short history, contained of editions, of architectures and their architectural features briefly, been determined the situation of architecture by observations, and wall design been observed in point of material cognizance and stack methods in detail by trying to determine the features be based on from the first building. A datasheet been prepared for every architecture. In the datasheet, the person got it done, architect or master, the date of building, architectural features, repairs, and wall surfaces according to direction, stone, brick, suture measurement, mortar features been commented in point of their stack aspects, and photos and drawings been added.In the fourth part, a general assesment been presented according to material features occurred in examples and stack methods by aid of charts and graphs. Firstly, material cognizance been commented; been compared with same period examples of Bursa and Byzantium by explaining the material features used according to stack method.
- Published
- 2009
50. Anadolu Türk mimarisi'nde 12-14. yüzyıllar arasına tarihlenen cami, medrese, şifahane, bimarhane ve türbe yapılarındaki taş üzerine yapılmış insan figürlü bezemeleri
- Author
-
Yalçinkaya, Asli, Parla, Canan, and Sanat Tarihi Anabilim Dalı
- Subjects
Anatolia architecture ,Art History ,Architectural decorations ,Architectural structure ,Human figures ,Ornamentations ,Sanat Tarihi ,Anatolia ,Stone decoration ,Turkish-Islamic architecture ,Turkish architecture - Abstract
Anadolu'da 12-14. yilzyl1lara tarihlenen eami, medrese, §ifahane, bimarhane vetiirbe yapllannda ta§ iizerine i§lenmi§ insan figiirlerini konu alan ara§tlnnamda, insanfigiirlii bezemelerin sembolik anIamlanrun degerlendirilmesinde yardlmel olaeak ve ip ueusaglayaeak bu yapllara ili§kin bilgiler detayh bir §ekilde ineelenerek figiirlerin yapllardakiyerleri, bulunduklan yonler, yapJlann bani, mimar ve sanat
- Published
- 2007
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.