Bilinen ve kabul edilen manada tiyatronun başlangıcı sayılan Antik Yunan'dan bugüne, tiyatronun ve oluştuğu metinlerin müzikle kurduğu ilişki incelenmiş ve tartışılmıştır. Müzik ve metin ilişkisi 17. yüzyılın başlarında da oldukça tartışılan bir konu olmuştur. Yaşadığı dönemin en bilinen ve kabul görmüş Edebiyatçısı olan William Shakespeare, metin içinde ses arayışının, dönemin müziğine bakış açısının ve müziğin metinlerle kurduğu ilişkinin anlaşılması ve analiz edilmesinde incelenmeye değer yazarların başında gelmektedir. Rönesans'tan bugüne dek, Shakespeare dönemi Edebiyat dünyası, eserleri ve metne yaklaşımı analiz edildiğinde, müzikle kurduğu ilişki, oyunlarında metnin içine yerleştirdiği müzikal şifrelerin ve anlam dünyasının karşılığını net bir şekilde okuyabilmekteyiz. Bu müzikal okumalar ile birlikte, dönemin sosyolojik analizlerine rastlanılabildiği gibi, Rönesans çağının Müzik Felsefesi'ne dair izler görebilmekteyiz. Müziğin hayatın içindeki yeri ve önemi, felsefi anlamdaki karşılığı ve Edebiyat ile kurmuş olduğu ilişki, 17. yüzyıl İngiltere'si ile alakalı bir çok referansa ulaşmamızı sağlamaktadır. İnsanlık tarihi kadar eski olan söz ve müzik ilişkisi, Anadolu'da da olduğu gibi, seslerini çağlar ötesine duyurabilmiş ozanlar sayesinde belki de toplumların gerçek tarihi yazılmış, bugün yolumuzu aydınlatan ışıklardan biri olmuştur. Shakespeare eserleri ile dönemin müzik felsefesi olan Küreler Müziği Felsefesine dair çeşitli veriler elde ederken, diğer yandan, Anadolu coğrafyasında da örnekleri görülen ozanlık geleneğinin, Osmanlı dönemi makam ve halk müziklerinin de temelinde yatan felsefesinin Küreler Müziği Felsefesi olduğunu görmekteyiz. Böylelikle bir felsefi düşüncenin, hangi coğrafyada temellenmiş olursa olsun, dünyanın herhangi bir köşesinde de, oranın anlayış biçimi ve süzgecinden geçerek kendi dilini oluşturabildiğini söyleyebiliriz. Şüphesiz ki sanat, bir çok alanda yol gösterici olduğu gibi, tarihi, antropolojik ve felsefi bir kaynak niteliği de taşımaktadır. Bir müzik felsefesinin asırlar boyunca gelişimi ve dönüşümü ancak sanatı yekpare bir biçimde incelemekle anlaşılabilir. Sonradan farklı disiplinlere dönüşmüş olan sanat dallarının birlikteliği ve iç içeliği ile yaşanılan çağa ya da geçmişe dair izleri arayabiliriz. Bu nedenle, müzik ve metin birlikteliği, yani ses ve söz birlikteliği insanlık kadar eskidir. Güzel ve çirkin olma iddiası taşımayan ve her koşulda biricik olan sanat, yüzyıllar boyunca çeşitli halklar tarafından farklı formlara sokulmuş olsa da, daima birbiriyle ilişkilenmiştir. Pythagoras'tan Boethius'a, Shakespeare'den Neşet Ertaş'a, yüzyıllar boyunca dünyadan gelip geçmiş tüm ozanların eserleri kendi dönemleri de dahil, dünyaya, hayata ve sanata dair önemli içeriklere sahip olmuştur. Sanatın ''bir''liği, sesini yadigar bırakabilmiş tüm ozanların kendi çağları ve perspektiflerinde ortaya koydukları eserleriyle bir kanıt niteliğindedir. Üzerine söylenegelmiş her söz, her yorum farkında olarak ya da olmaksızın bu birliğin çerçevesinden üretilmiştir. Bugüne dek süregelen Edebiyat, Müzik, Resim, Tiyatro gibi birçok sanat dalının birbiriyle ilişkisi, üretilen eserlerin çağına ya da coğrafyasına bakılmaksızın yadsınamaz bir biçimde sanatın insana duyuları aracılığıyla nüfuz ettiğini ve çeşitli dillerde, inançlarda, felsefelerde her şekilde ''bir'' olduğunu göstermektedir. Ünlü İngiliz ozanı Shakespeare de, günümüze ulaşabilmiş ve kaynaklık edebilmiş en önemli ozanlardan biridir. Üzerine binlerce yorum, fikir, spekülasyon üretilmiş, hatta var olup olmadığı bile tartışmalara sebebiyet vermiş büyük ozanın, tüm bu spekülasyonlardan muaf tutularak, insanın en derin ve karanlık noktalarına nüfuz edebilmiş ruhunu anlamaya çalışmak, bu çabayı deneyimlerken de onun gözünden ve bakış açısından müziğe bir kapı aralamak, müziğe anlamlı bir dokunuş niteliğindedir. From ancient Greece till today, which is the beginning of the theater in the known and accepted sense, the relation that the theatrical and the texts formed with the music has been studied and discussed. The relationship between text and music has also been a subject of considerable debate in the early 17th century. William Shakespeare, the most known and accepted writer of his time, is one of the most worthy writers to examine in his understanding and analysis of the relationship between the search for voice in the text, the perspective of the period and the music. When Shakespeare's time, about his pieces and methods of approach music are analyzed, we can clearly read the musical codes and the sense of meaning placed in the text in his relationship, his plays with the music.With these musical readings, as well as sociological analyzes of the period, we can see the traces of the Philosophy of Music of the Renaissance. The position and importance of music in life, its philosophical counterpart and its correlation with literature enable us to reach many references related to 17th century in England. The correlation between the words and music that were as old as the history of humanity and the poets who were able to reach beyond the ages, as in Anatolia as well, have perhaps been written as the real history of the societies and have been guide for our way today. With Shakespeare's pieces, while obtaining various donnees on the philosophy of music of the spheres that is the music philosophy of the ages, we can also see that the tradition of poetry, which is also seen in Anatolian geography, is the philosophy of the music of the sphere, that is the basis of the Ottoman's period makams and folk music. In this way, we can claim that a philosophical thought, regardless of its geography, is able to create its own language in any edge of the world by passing through its comprehension and filter.Certainly, art is a historical, anthropological and philosophical resource as well as a guide in many fields. The development and transformation of a philosophy of music for centuries can only be understood by examining art in a monolithic way. We can investigate for traces of the past or the past with the unity and interiors of the branches of art which later became different disciplines. Therefore, the coexistence of music and text, the coexistence of sound and words, is as old as humanity. Art, which does not suggest to be beautiful and ugly and is unique in all conditions, has always been associated with each other, even though it has been put into different forms by various folks for centuries. From Pythagoras to Boethius, from Shakespeare to Neşet Ertaş, the pieces of all the poets who have passed through the world for centuries have had important contents about the world, life and art, including also their own ages. The monism of art is a proof with the pieces of all poets who have survive with their voice in their own ages and perspectives. Every word, every interpretation on it is produced from the border of this monism, consciously or unconsciously. The correlation of many disciplines of art such as Literature, Music, Painting and Theater to date shows that art purchases through human senses irrespective of the age or geography of the produced works and that it is 'one' in various languages, beliefs and philosophies.Shakespeare, the famous English poet, is one of the most important poets who have been able to reach our day and to be able to source. Thousands of comments, ideas, speculation have been produced, and even the existence of the great poet, which has caused controversy, has been exempted from all these speculations and tried to understand the soul that has purchased into the deepest and darkest points of the human being spacing is a meaningful touch to music. 127